Content feed Comments Feed

Ralph Nader'dan Bush'a mektup

6 Ocak 2009 Salı

Ralph Nader'dan Bush'a mektup


4 Kasım 2008 tarihindeki ABD Başkanlık Seçimleri'nde Peace and Freedom Party'den başakan adayı olan ABD'li siyasetçi ve avukat Ralph Nader, ABD Başkanı George W. Bush'a yazdığı bir mektupla ABD'nin İsrail saldırganlığına verdiği desteğe dair sorular sordu. Nader'ın mektubu şu şekilde:

Sayın George W. Bush,

Kongre Üyesi Barney Frank yakın zamanda Barack Obama’nın “aynı anda bir başkan olur” şeklindeki açıklamasıyla rakama fazla değer biçtiğini söylemişti. Ekonomik krizlere göndermede bulunmuştu. Fakat Gazze krizinde, Gazze’nin sivil halkı, sivil çalışanlar, kamu tesisleri ABD yapımı F-16’lar ve savaş helikopterleri ile birer birer katledilip yok edilirken neredeydiniz?

Çoğu mülteci olan, küçücük topraklarında aylardan bu yana karadan, havadan ve denizden kuşatılan 1,5 milyon insanı dehşete düşüren bu olayı durdurma konusundaki ihtiyatlı yaklaşımınız 1956’da Başkan Dwight Eisenhower tarafından alınan pozisyonla korkakça bir biçimde ters. O sene Eisenhower tek başına Süveyş Krizi sırasında Mısır’a karşı İngiliz, Fransız ve İsrail hava saldırılarını tek başına durdurmuştu.

Gazze’deki kayıplar şu ana kadar 400’ü geçti ve bilindiği kadarıyla şimdiye kadar 2 bine yakın yaralı var. Filistinli sivil kayıplar İsraillilerin uğradığının 400 katı. Ancak neden bazıları siz Irak ve Afganistan’da çok daha fazla sivil kayba neden olmuşken İsrail saldırılarına verdiğiniz örtülü desteğe şaşırıyor?

Onaylanmış görsel raporlar İsrail savaş uçakları ve savaş gemilerinin polis karakollarını, evleri, hastaneleri, eczaneleri, camileri, balıkçı teknelerini ve elektrik üretmek gibi işlevleri olan bir takım tesisleri ciddi biçimde hasara uğrattığını gösteriyor.

Bu sizi neden hiçbir şekilde rahatsız etmiyor? Bu durum, Genova Konvansiyonu ve BM Sözleşmesi’nin de içinde olduğu uluslararası hukuku ihlal ediyor. Siz de uluslararası hukuku tekrar tekrar ihlal ediyor ve ciddi yasal suçlar işliyorsunuz.

Zira burada önemli olan İsrail devletinin kritik ilaçların, diyaliz makinesi gibi önemli cihazların, yakıt, yiyecek, su, yedek parça, elektrik gibi çeşitli şeyleri ithal etmesini engellemesidir. İçi boşaltılmış BM yardımları bu ambargonun bir insani krize, özellikle çocuk, hasta ve yaşlıları perişan edecek bir krize dönüşmesine davetiye çıkarıyor. Çocuklar arasında kronik beslenme bozukluğu oranı giderek yükseliyor. BM yardımı yiyecekler bu yoksullaştırılmış halkın yüzde 80’ini ancak destekliyor.

Bu inkar edilemez durumlar sizi nasıl etkiler? Empati kurar mısınız ya da Hıristiyan yardımseverliğine ne dersiniz?

Teksas’ın çok daha küçük ve kuşatılmış halini dünyanın dördüncü büyük askeri gücüne karşı ne onarırdı? Savaş halindeki Teksaslılar vakitlerini yiyecek doğrayarak mı geçirirlerdi?

Eski bir Ha’aretz köşe yazarı olan Gideon Levy, İsrail saldırısını güneyindeki insanları korumak için ihtiyaç duyulandan çok daha ‘vahşi ve şiddetli bir operasyon’ olarak adlandırdı. Levy ayrıca “Diplomatik çabaların henüz başındaydık ve bu katliam olmadan, çaresiz insanların üzerine düzinelerce jet ile yüzlerce bomba atmadan yeni bir ateşkes yapılabileceğine inanıyordum. Bunun eşi görülmemiş olduğunu kastediyorum. Böyle devam edemez. Bunlar meşru müdafaa amacı ile, hatta intikam duygusuyla yapılacak şeyler değil. Tam olarak iki buçuk yıl önce Lübnan’da olduğu gibi orantı dışı bir şey bu” dedi.

Anlaşılan Gazze’nin yıkımına karşı gösteri yapan ve birçok yedek askeri de içinde barındıran binlerce İsrailli Bay Levy ile aynı fikirde. Fakat onların cesur duruşları, kendi muhabirleri bile İsrail’in uluslararası basın üzerindeki yasaklamalarına bağlı olarak Gazze’ye giremeyen ABD’deki medyaya ulaşamıyor.

Sözcünüz altı aylık ateşkesin bozulması ile ilgili bir sürü gürültü kopardı. İşgalci olan kim? En güçlü askeri güç kim? Yaşamsal ihtiyaçları kim kontrol ve bloke ediyor? En çok kim sınır ötesi baskın operasyonları düzenledi? Yoğun nüfusa sahip alanların yakınına kim top mermileri ve roketler gönderiyor? 2002’de Arap devletlerince yayınlanan, İsrail’in 1967 öncesindeki sınırlarına çekilmesini öngören ve asıl Filistin’in yüzde 22’sinden oluşan küçük, özgür bir Filistin devletinin kurulmasını içeren ve tekrarlanan kapsamlı barış tekliflerini kim reddediyor?

Hamas’tan ve diğer gruplardan gelen, muhabirlerin tanımladığı biçimiyle “müthiş kusurlu roketler” İsrail tarafındaki modern hassas silahlarla ve insan yok etmek için geliştirilmiş silahlarla karşılaştırılamaz.

Batı Şeria’dan İsrail’e atılan hiçbir roket yok. Buna rağmen İsrail bu gerçekten işgal edilmiş bölgeye komandolar gönderiyor, hala sömürgeci ileri karakollarını arttırarak sağlamlaştırıyor, hala suyu ve toprağı alıyor ve kontrol noktalarını arttırıyor. Bu durum, sizin Beyaz Saray’da buluştuğunuz ve tekrar tekrar övdüğünüz Batı Şeria’nın en yumuşak başlı liderine, Mahmud Abbas’a rağmen devam ediyor. Bunların hepsi belirsiz cümleler miydi ve sizin ve hükümetinizi temsilcisi Condoleezza Rice’ın gerçekte inisiyatifi yok muydu?

Barış mümkün, fakat öncülük etmiyorsunuz, bunun yerine İsrail devletinin tüm istek ve ihtiyaçlarına boyun eğmeyi tercih ediyorsunuz –2006’daki Lübnan işgali sırasında kullanılan ve hala aktif olan misket bombaları ile takviye edilmesine rağmen.-

Devam eden ve İsrail tarafından sürdürülen son çatışmaları kimin başlattığına dair tartışmalar, masum halka yönelik şiddetin her türlüsünün uygulanmasını ve kaba davranışları haklı çıkarmak için hep Filistinlileri suçluyor.

Filistinlilerin bakış açısından, onları yurtlarından eden bu savaşın kökenlerini hatırlarsanız iyi edersiniz. Sizi empatiye teşvik etmesi için, İsrail’in kurucusu David Ben-Gurion’un Siyonist lider Nahum Goldmann için söylediği sözü hatırlayın: “Auschwitz’de anti-semitizm vardı ama bu onların (Filistinlilerin) suçu mu? Onlar tek bir şey gördüler: Biz buraya geldik ve ülkelerini çaldık. Bunu neden kabul etsinler ki?”

Alfred North Whitehead bir keresinde şöyle demişti: “Görevler, kontrol dışına olayların seyrini değiştirmek için çıkıyor.” Bu durumda, siz son sekiz yıl boyunca dünyanın güzel bir parçasını daha fazla güvenli hale getirmek ve hem Filistinlileri hem de İsraillileri barışa ikna etmek görevinden çok fazla kaçtınız.

En azından Beyaz Saray’da geriye kalan günlerinizde cesaret içinde, güçlü biçimde ısrarcı ve alçakgönüllü bir görüntüyü benimseyin, ateşkesi güvence altına alın ve sağlam bir anlaşmayı sağlayın. Böylece halefiniz, başkan seçilen Obama’ya ABD’nin ulusal çıkarlarına odaklanmış, klasik oto-sansürcü Washington kuklasından daha fazlası miras kalır.

Ralph Nader*

*: Tüketici avukatı ve üç kez ABD başkan adayı olan kişi. Son olarak 4 Kasım 2008 seçimlerinde ABD’li sosyalistlerin partilerinden olan Peace and Freedom Party’den başkan adayı olmuştur.

http://www.palestinechronicle.com/view_article_details.php?id=14576 adresinden alınmıştır.

0 Responses to Ralph Nader'dan Bush'a mektup

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi