The Independent’ın Gazze muhabiri Fares Arkam evini ve babasını İsrail bombaları ile kaybetti. Fakat bugün kutlama yapıyor. Çünkü kızı Somaya’nın doğumu en azından onun ailesi için Gazze’deki katliam karanlığının içinde ışık oldu:
Gazze’de şimdiye kadarki en kanlı ve en zorlu gündü. İsrail tankları güneyden girdiler, yerleşim alanlarını bombaladılar. Ancak bizi çevreleyen ölüm, katliam ve kaos içinde bile neşe doluyduk. Babamı bir İsrail hava saldırısıyla öldürülmesinin üzerinden 12 gün geçmişken ilk bebeğimiz doğdu; annesinin tam istediği gibi, sağlıklı, 3.8 kilogram ağırlığında ve siyah saçlı. Onu ilk gördüğümde gözlerime inanamadım. Öptüm ve hafifçe sarıldım. Onu kollarıma aldığımda ağladı.
Çarşamba akşamı Alaa doğum sancısı çekerken çatışmayı sona erdirmek için umut işaretleri vardı. Hamas’ın ateşkes için Mısır tarafından hazırlanan planı kabul ettiğine dair haberler duymuştuk. “Belki de bebeğimiz ve barış birlikte gelecek” diye düşündüm. Fakat gece boyunca İsrail saldırılarını tırmandırdı, şehrin Tel al Hawa olarak adlandırılan ve kesinlikle Hamas kalesi olmayan bölgesini hedef aldı. Büyük villaların bulunduğu ve zengin insanların yaşadığı bir bölgeydi. Arkadaşlarımdan biriyle konuştum ve bana yaralı insanların sokaklara koştuğu korkunç sahneleri anlattı. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ni aradım. Bana çalışmalarını askıya aldıklarını, çünkü Al-Quds Hastanesi’nin tank ateşiyle vurulmasının önceki olaylardan kurtulanlar arasında paniğe ve dehşete neden olduğunu söylediler. Üç adet füzeyle vurulan BM binası gün boyu yandı.
Alaa, doğum yapma beklentisi içinde çok korkmuştu, bunu daha da korkunç yapan bir taksi içinde Şifa Hastanesi‘ne girmemizle birlikte duyduğumuz bombalama sesiydi. Devlet hastanelerinde süren muhafazakar Müslüman alışkanlıklar nedeniyle doğumhaneye girmeme izin verilmedi. Bu hayal kırıklığına uğratıcıydı, ama Alaa’nın kızkardeşi bana nasıl gittiğini söylemek için zaman zaman dışarıya geldi.
Doğumun uzun zaman alacağını biliyordum, doktorlar suni doğum sancısı veriyorlardı. Bu nedenle ambulansların girdiği ön girişe indim. Bir sivil savunma itfaiye aracından dışarı alınan 8 yaralı insan gördüm, hepsi fosforlu ceketlerinin içindeki sivil savunma görevlileriydi. Merkezlerinin yanındaki evlerden birine roket isabet etmişti. Evi tahliye etmek için koşuşturmuşlardı, ama başka bir roket daha eve çarpmıştı. Dehşet verici bir görüntüydü. Çoğunun bacakları dizlerinin altından kopmuştu ve şarapnellerle parçalanmıştı.
Dün gün boyu, İsrailliler Gazze saldırısını sertleştirdi ve Şifa Hastanesi’nin acil servisinde, doğum koğuşunun sakinliğinden uzakta ambulansların gelişleri bitmiyordu. 20 dakika süresince, aralıksız ambulans konvoylarıyla, sıradan taşıtlarla, sivil araçlarla, kamyonetlerle, zayiatların taşınabileceği her şeyle gelen yaralıları ve ölüleri izledim. Yaralıların bazıları yanmıştı, bazıları kötü şekilde parçalanmıştı. Bazıları doğrudan morga gönderildi. Doktorların bunu yaptığı üç olay gördüm. Kurbanların çoğu kadınlar ve çok küçük bir bebeğin de aralarında olduğu beyaz örtülerle örtülmüş çocuklardı. Savaş başladığından bu yana her gün kötü oluyordu ama bu en kötüsüydü.
Annem bize hastanede katıldı. Gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu, ama yeni torununu görebilse çok mutlu olacak babam aklına gelmişti ve üzgün olduğunu biliyordum. Bununla birlikte bir aile üyesi bizi terk ederken bir diğerinin doğduğunu biliyordum. Bu size hayatın bir çember olduğunu, devamlılığı olan bir şey olduğunu hatırlatır.
Evimizi bu hafta başında tahliye ettik ve ardından apartmanımız patlamalardan ağır hasar aldı. Dünün şiddetinin ardından hastanede bile güvende olmadığımızı hissettim. Eşim ve yeni doğan kızım için korkuyorum. Sadece, Somaya’nın doğumunun şiddetin ve cinayetlerin sonuna eşlik etmesini umuyorum. Ailemiz için, Gazze’nin gerisi için olmasa da, onun doğumu karanlıktaki bir ışık gibi.
http://www.independent.co.uk/opinion/commentators/fares-akram-my-daughter-somayas-birth-is-the-first-light-in-this-darkness-1380388.html adresinden çevrilmiştir.
0 Responses to Fares Arkam: Somaya’nın doğumu karanlıktaki ilk ışık gibi