Content feed Comments Feed

İspanya hükümeti, Katalunya’da faaliyet yürüten bağımsızlıkçı ve sosyalist partilerden olan CUP’un eski sözcüsü Anna Gabriel Sabate’yi, bağımsızlık referandumu çalışmalarından ötürü 30 yıl hapis cezası tehdidi ile karşı karşıya bırakırken, Sabate siyasi sığınma talebiyle İsviçre’nin Cenevre kentine yerleşti. Bu gelişmelere ilişkin dün yazılı bir açıklama yayımlayan İspanya topraklarına dâhil edilen çeşitli özerk bölgelerden sol, sosyalist, komünist hareketlerin oluşturduğu Compostela Enternasyonalist Manifestosu, “Anna; Endülüs, Kastilya, Bask Ülkesi, Galiçya ve Portekiz’deki milyonlarca insanın tamamının sesi ve yüreğini temsil etmektedir. Anna Gabriel ve onun Katalan Cumhuriyeti davasına tavizsiz adanmışlığıylayız” dedi.


Compostela Enternasyonalist Manifestosu’nun 7. ortak açıklaması

İspanya devletinin, haklı ve zorunlu Katalan Cumhuriyeti davasını vasıtasıyla bastırmayı düşündüğü baskıcı yöntem, ancak istikrar, onur ve kararlılıkla yenilir.

Yoldaşımız Anna Gabriel bu değerleri kendinde toplamıştır. Kendisi bugün post-Francoist yargı aygıtının önüne çıkma tehdidiyle karşı karşıyadır. Madrid’e gitmemeye ve özgür, sosyalist ve feminist Katalunya mücadelesini uluslararasılaştırmayı sürdürmeye karar vermiştir.

Halklar arasında dayanışma, devrimci güçlerin en önemli şiarlarından biridir.

Bugün Anna Gabriel sadece Katalan yurdundaki milyonlarca kadın ve erkeğin duygularını temsil etmiyor; bugün Anna Gabriel, Endülüs, Kastilya, Bask Ülkesi, Galiçya ve Portekiz’deki, İspanya devletinde ve bütün dünyadaki milyonların sesini ve yüreğini temsil ediyor; ve biliyoruz ki 78 rejimini ancak, İspanya oligarşisinin otoriter yönelimine karşı bir anti-faşist duvar yükseltmek şeklindeki siyasi ve toplumsal strateji kıracaktır.

Sömürü ve baskının olmadığı, uluslarımızın tamamen özgür olduğu bir topluma ancak mücadeleyle erişebilir ve böylece dünyayı değiştirebiliriz.

Compostela Enternasyonalist Manifestosu bileşeni örgütler olarak, Anna Gabriel’inv e CUP’un tamamen kendi mücadelemiz olarak gördüğümüz mücadeleleriyle dayanışma duygularımızı ifade etmek isteriz.

Yanlış mutabakat ve uzlaşma politikalarıyla karşı karşıya kalmışken, emekçilerin ve halkların kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadeledeki tarihsel deneyimi bizlere yegâne yolun mücadele olduğunu öğretti. Bravo Anna!

Yaşasın özgür Katalunya!

Halkların özgürlüğü ve sosyalist bir dünya için!

Hepimiz Anna Gabriel’iz!

21 Şubat 2018

Agora Galiza (Galiçya)

Boltxe (Bask Ülkesi)

Comunistas de Castilla/Kastilya Komünistleri (Kastilya)

CUP (Katalan ülkesi)

Iniciativa Comunista/Komünist İnisiyatif (İspanya)

Natión Andaluza/Endülüs Ulusu (Endülüs)

Plataforma Laboral a Popular/Emekçi ve Halk Platformu (Portekiz)

https://www.lahaine.org/est_espanol.php/con-anna-gabriel-y-su adresinde yayımlanan açıklamadan çevrilmiştir.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Gerçeğin Günlüğü’nü, Facebook üzerinden takip etmek için buraya tıklayınız

Britanya ve İrlanda’nın en büyük sendikası olan UNITE, İrlanda Dışişleri Bakanlığı’na bir açık mektupla çağrıda bulunarak Afrin’e yönelik saldırıların durdurulması için adım atılması talebinde bulundu.


Size, Dışişleri Bakanı sıfatınızdan ötürü yazıyoruz.

UNITE Sendikası Yürütme Kurulu, Türk devleti ile Kürt halkı arasındaki şiddetin feci bir şekilde tırmanması konusunda derin endişe duymaktadır.

UNITE, hapisteki Kürt lideri Abdullah Öcalan’ın barışı ve Türkiye ile Kürtleri barıştırmayı savunma konusunda ısrarını sürdürdüğünü, Türk hükümeti ile yapılan ve Haziran seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından aniden durdurulan görüşmelerde kilit rol oynadığını onaylıyor.

UNITE, bunun Türkiye Cumhurbaşkanı adına kötü bir yanlış hesap olduğuna inanıyor. Bu yanlış karardan dolayı Türkiye-Kürt ilişkileri, Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırlarının içinin yanı sıra kendi topraklarındaki Kürt pozisyonlarına yönelik yeni bir bombalama seferberliği başlatmasıyla hızla kötüleşti. İslam Devleti güçlerinin barbarlığına karşı şehirlerin ve köylerin –Kobane gibi- savunulmasında kritik rol oynayanlar, Türkiye’nin saldırdığı Kürt güçlerinin ta kendisi olmasına karşın, bu saldırılar, ABD öncülüğünde IŞİD’e karşı verilen savaşa katılma şeklindeki sahte örtü ile yürütülmüştür. Bu silahların yeninden çekilmesi hali, bitmek bilmeyen korkunç çatışmalarla kaplı bölgede bir başka müzmin çatışmanın yeniden başlaması tehlikesinin belirtisidir.

UNITE, Kürt halkına ve Afrin güvenlik güçlerine yönelik Türk askeri saldırılarına öfke duymaktadır –ve siz Bakan’a, barış, demokrasi ve hoşgörünün menfaatine, bu saldırıları durdurmak için nüfuzunuzu kullanmanız çağrısında bulunmaktadır. Kuzey Suriye Kürt halkı, IŞİD’e karşı savaşta kritik öneme sahip olmuştur. Hiç şüphesiz, uygar dünyayı IŞİD’in temsil ettiği barbarlıktan korumaya destek anlamında büyük rol oynamışlardır. Sayın Bakan, üstelik Afrin, Suriye’deki korkunç iç savaşın yakın evresinde nispeten huzurlu ve güvenli bir bölge olmuştur ve bu nedenledir ki Suriye’nin diğer bölgelerindeki mezalimden kaçmaya zorlanan çok sayıda mülteci buraya kaçmıştır.

UNITE, Türkiye’nin bu bölgeye yönelik nedensiz bir saldırı başlatmasıyla tamamen dehşete düşmektedir ve bunun ancak insani krizi daha fazla kızıştıracağından eminiz. Ayrıca, Türkiye’nin Temmuz 2015’te PKK ile görüşmelerin kesilmesinden bu yana kendi halkına karşı savaş açtığı aşikârdır. O tarihten itibaren Kürtler, birçok Kürt şehrinin yıkılması ve Kürt politikacıların, gazetecilerin, öğretmenlerin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a muhalif olan sayısız insanın gözaltına alınması ve tutuklanmasıyla Türk devletinin boyunduruğu altında aşırı ve gaddarca baskıya maruz kaldılar. Türkiye, gerçek baskıdan mustarip demokrasisi ve sivil toplumuyla, otoriter yönetim yolunda hız kazanmaya devam ediyor.

Kuzey Suriye’ye yönelik Türk saldırıları, ancak Türkiye’nin Kürtlere yönelik soykırım saldırısının yükselişi olarak görülebilir.

UNITE, Dışişleri Bakanımız olarak sizden Türkiye’nin Afrin’e yönelik sebepsiz ve tek taraflı saldırısını durdurmak, hava saldırılarına ve kasabalar ile köylere yönelik sivilleri hedef alan bombardımana son vermek için bir an önce harekete geçmenizi ve elinizden gelen her türlü nüfuzu kullanmanızı talep ediyor. Bunlar açık bir şekilde Birleşmiş Milletler kararlarının ve böyle bir eyleme girişmende önce BM ile görüş alışverişinde bulunma doğrultusundaki üst üste gelen BM kararları çerçevesinde Türkiye’nin yükümlülüklerinin ihlalidir.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi