“Muhammed 6 yaşında, odasına kararlılıkla yürüyor, El Fetih’in marşlarından birini açıyor, eline oyuncak tahta bir silah alıyor ve uygun adım balkona yürüyor. Silahını, birkaç dakika önce Filistin mülteci bölgelerine bombalarını bırakan İsrail uçaklarının uçtuğu gökyüzüne doğrultuyor. Muhammed bana İsrail uçaklarıyla savaşabilmek için pilot olmak istediğini söyledi. “Ama Muhammed, Filistinlilerin hiç uçağı yok”, “Umurumda değil, onlarla hangi yolla yapabilirsem öyle savaşacağım.” Şu anda bir direniş savaşçısı mı doğdu yoksa o geleceğin teröristi miydi? (Beyrut-1973)”
Biri hapsedilmiş, moloz ve ceset parçalarıyla doyurulmuş, ‘halı bombardımanına’ maruz kalmış, karadan saldırılmış, denizden hücum edilmiş Gazze’nin başına gelen bu korkunç kaderi nasıl açıklar?
Tarih önemlidir. İsrail, Gazze’yi 1967’de fetih ve işgal etti. (Batı Şeria ve Doğu Kudüs’le birlikte) Hamas, Mısır’daki Müslüman Kardeşler’in bir koluydu. Gazze’de fakirleri desteklemek için bir sosyal refah kurumu ağı kurmuşlar. Birinci İntifada süresince Hamas’ın silahlı bir direniş kanadı şekillendi. İsrail ve ABD, İslamcı Hamas’ın liderleriyle görüştü ve örgüte laik Filistin Kurtuluş Örgütü’nün o zaman intifadada egemen olan Fetih grubuna karşı bir güç olarak destek verdi. Daha sonra Hamas’ın güçlenmesiyle birlikte, İsrail süreci tersine çevirdi.
Tarih önemlidir. Filistinliler, hayatları üzerindeki İsrail egemenliğine karşı sürekli olarak direniyorlar. Gazzelilerin direnişi İsrail için özellikle sorun olageldi. 1970’lerde, Hamas’tan önce Ariel Sharon Gazze’yi ‘sakinleştirmekle’ suçlandı. Sharon, baskının vahşi politikasına, evleri havaya uçurmaya, mülteci kamplarının geniş arazilerini buldozerle temizlemeye, şiddetli toplu cezalandırmaları yürürlüğe koymaya ve yüzlerce genç Filistinliyi hapsetmeye zorlandı.
Baskı ve sömürgecilik Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne aykırıdır. Sömürge ve yabancı hakimiyeti altında olan halkların “kendi kaderini tayin” için verdikleri mücadele Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 2787 numaralı (6 Aralık 1971) kararına göre meşrudur. Hepsinden öte, Filistinliler direnmek için meşru ve ahlaki haklara sahipler.
Tarih önemlidir. 2005 yılında, İsrail yasadışı sömürgeci yerleşimcileri Gazze’den geri çekti. İsrailli akademisyenler Uri Davis, Ilan Pappe ve Tamar Yaron, Counterpunch’ta yayımlanan bir makalede, o zamanlar yerleşimcilerin boşaltılmasındaki birincil nedenin gelecekte Gazze’ye yönelik yapılacak yoğunlaştırılmış geniş saldırı olasılığına karşın tehlikeli bölgelerden çıkarmak olduğundan söz etmişlerdi.
Tarih önemlidir. Hamas 2006 seçimlerini kazandıktan sonra, liderleri 4 Temmuz 1967 savaşı öncesindeki sınırlara dönülerek iki devletli bir çözüm sağlanmasını kabul etmişti, ama bu İsrail için kabul edilemezdi. Bundan evvel, İsrail laik El Fetih lideri ve Filistin Özerk yönetimi Başkanı Yaser Arafat’ı Temmuz 2000’de Filistinlilerin hayatı üzerinde sürekli İsrail kontrolüne ve yerleşim bölgeleriyle sınırlanmış ülke isteklerine boyun eğdirerek Camp David’de başarısızlığa uğratmıştı. İsrail’in vizyonunda Hamas çözülmesi gereken yeni sorun haline gelmişti.
Tarihsel olaylar, İsrail’in tarihi Filistin üzerinde egemen bir Filistin devletini istemeyeceğini iddia ediyor. Mesela Hamas değil. Laik ya da İslamcı, er ya da geç tüm Filistinli liderler İsrail’e ne kadar çok teslim olurlarsa olsunlar İsrail’in kabul edilemez bir ortak olduğunu açıkladılar. İsrail’in Hamas’ı potansiyel bir ortak olarak gördüğü için “Hamas İslami tehdidi” arkasına gizlenerek yok etmeye çalıştığı giderek açık hale geliyor.
Bugün, Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Abbas’ın El Fetih’inin ‘güvenlik güçleri’ Hamas olmasaydı Abbas’ın İsrail tarafından ‘memnuniyet verici’ bir ortak olarak görülebileceği iddiasıyla Hamas destekçilerine karşı kullanılıyor. Hamas 2006 seçimlerini kazanmadan önce de kazandıktan sonra da, Abbas daha fazla ödün vermesine karşın Arafat’tan daha iyi olamadı. Aslında, Jonathan Cook’un yeni kitabı ‘Kaybolan Filistin’, İsrail’in Filistin’in küçültülmesine yönelik sürekli stratejisini açıklıyor. Bununla birlikte İsrail ve ABD’nin isteklerine boyun eğmeye devam eden Abbas, halkı tarafından kusurlu bulundu ve ‘bekçileri’ tarafından küçük düşürüldü.
Tarih önemli olduğunda resim değişir. İsrail’in savaş suçlarına tarihten bağımsız olaylar olarak, Siyonist ideolojisiyle ve Filistin’in tamamını kontrol etmeye yönelik militarist stratejiyle ilişkisiz muamele etmek günden güne daha açık hale geliyor.
İsrail’in bir tercih şansı var: Bugün Filistinlilerin haklarını uluslararası yasalar altında kabul ederek, dışlayıcı ideolojisinin ve militarizmin yükünü üzerinden atarak, İsrail kendi halkının geleceğini ortak bir İsrail / Filistin’de güven altına alabilir; ya da Filistin’in yerlilerinin acımasızca bastırılmasına ve kendi kaderlerini tayin haklarını reddetmeye dayanan bugünkü politikalarını sürdürerek yoğunlaşmış ve direngen doğal direnişi ilerletir. İsrail hep ikincisini seçti. Başkan seçilen Obama İsrail’in birincisini seçmesine yardım edecek cesarete sahip mi?
Elaine C. Hagopian: Ordinaryus Sosyoloji Profesörü, Simmons Üniversitesi, Boston
http://counterpunch.org/hagopian01092009.html adresinde yayımlanan makaleden çevrilmiştir.
0 Responses to Gazze: Tarih önemlidir (Elaine C. Hagopian)