Content feed Comments Feed

Patras Yunan Açık Üniversitesi öğretim görevlisi ve Historical Materialism dergisi editöryal kurulu üyesi Panagiotis Sotiris, Tribune gazetesi için kaleme aldığı yazıda, solun Avrupa Birliği şüpheciliğinin hem başka bir dünya tahayyülü için hem de aşırı sağın siyaset alanının daraltılması açısından önemini vurguladı.



Odada bir fil var. Büyük ve şişman, fakat kimse ondan bahsetmiyor. Bu fil, “Avrupa yolu”nun krizi. Avroda kalma adına uygulanan barbarca kemer sıkmadan ve toplumsal felaketten, Avrupa’daki göçmenleri katletme kalesine, genelgeler komisyonu tarafından halk egemenliğinin yok edilmesinden, Ukrayna hükümetindeki faşistlere yönelik suçlu hoşgörüye kadar, “Avrupa rüyası” gündelik bir kâbusa dönüşüyor.

Ve görkemli Avrupa yapısının böylesine büyük bir meşruiyet krizinden geçtiği, çelişkilerinin öne çıktığı ve milyonlarca Avrupa vatandaşının, Avrupa Birliği’nin kendilerine düşman bir yapı olduğunu hissettiği –haklı olarak- bir zamanda Avrupa Solu güçlerinin büyük kısmı hâlâ, neredeyse zorunlu olarak, Avrupa Birliği’nin “reforme edilebileceğine” inanmakta ısrar ediyor. Avrupa Sol Partisi’nin açıklamaları, kaynakların yeniden dağıtıldığı “iyi” bir avro, bir “kalkınma” Avrupa Merkez Bankası (ECB), “demokratik” bir Avrupa Parlamentosu, bir “dayanışma” Avrupa Komisyonu olasılıklarına yönelik çağrılarla doludur. Fakat biz biliyoruz ki, fantezi çoğu zaman gerçeklikten uzaktır.

SYRIZA’nın da içinde olduğu Avrupa solunun omurgası, sanki Avrupa sermayesinin en stratejik tercihiyle çatışmak istemiyor ve “mevcut neoliberalizm”in kurumsal konsolidasyonunun en uç biçimlerinden birini, bir ilerici siyasetin kaçınılmaz sınırı olarak kabul ediyor. SYRIZA’nın korkakça “avro için hiçbir fedakârlık yok” noktasını bile terk etmesinden beri sürekli olarak daha “gerçekçi” pozisyonlara çekilmesi bir tesadüf mü?

Daha da kötüsü, bu, aşırı sağda eleştirel bir siyasi alana yol veriyor. Aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin avro sorununu öne çıkaran tek milliyetçi parti olduğu Fransa seçimlerinin sonuçları ya da Avrupa (Birliği) şüphecisi UKIP’nin daha güçlü göründüğü Britanya örneği alarmları çalıyor. Avrupa aşırı sağı, kendi muhafazakâr, istihdam yanlısı, ırkçı ve yabancı düşmanı ajandasını gerçekleştirmeye çalışmak için Avrupa vatandaşlarının avro ve AB’ye yönelik öfke ve infialinden faydalanıyor, kendini, ulus devlette ısrar eden yegâne güç olarak yansıtıyor.

Avrupa solunun birçok eğiliminin mücadeleyi, özellikle Avrupa düzeyinde mücadeleyi desteklediği doğrudur. Ama bu neden hafife alınıyor? Halk egemenliğinin resmi kurumlarının bile olmadığı, muazzam tarihsel, siyasi, sinematik ve kültürel eşitsizliklerin olduğu Avrupa düzeyinde mücadele, Yunanistan gibi çelişkilerin patladığı ve giderek daha da güçlendiği ülkelerde ne zamandan beri ulusal düzeydeki mücadeleye tercih edilir oldu? “Avrupa entegrasyonu”nun “çelik kafesi”nden kopmak mümkün mü? Sol, enternasyonalizmini neden AB gibi özünde sermaye milliyetçiliği”nin ifadesi olan neoliberal bir yapı üzerinden tanımlasın? Yunanistan’ı, tüm Avrupa geneline gelgitli umut dalgaları gönderecek bir mücadele ve yıkımın örneği yaparak bir kopuşun olabileceğini, “avro ve AB dışında bir yaşamın olduğunu” göstermek için neden daha çok enternasyonalist olmayasınız?

Sol, her geçen gün daha fazla otoriterleşen, neoliberalizmin dozunu artıran ve şiddete başvuran Avrupa mitini reddetme cesaretinde olmalı. Çünkü “Avrupa entegrasyonu”na dair pan-Avrupa memnuniyetsizliği sol için bir fırsattır. Avro ve AB anlaşmaları gibi “hâlihazırdaki küreselleşme” mekanizmalarından çıkışın “ulusal izolasyonculuk” değil, küreselleşmiş piyasaların sistemik şiddetine karşı toplumsal korumanın gerekli koşulu olduğunu göstermek için fırsattır. Kolektif katılım, özyönetim, kamu malları üzerinde toplumsal denetim, “kanun ve nizam” doktrinini değil, dayanışmanın sunduğu güvenliği temel alan üretken bir model arayışı için fırsattır. Demokrasiyi ve halk egemenliğini; aşağıdan günlük iktidar pratiği olarak, yaşamak için emek gücünü satmaya bağımlı olan tüm halkın kolektif siyasi organı vasıtasıyla yeniden kurmak için fırsattır. Ulus şeklindeki “hayali cemaat”e ve müstehzi –ve bazen denizaşırı- “yatırımcılar ulusu”na karşı, gerçek cemaati, tek bir yerde yaşayan, çalışan, savaşan herkesin ortak kimliğini, açık yüreklilikle “işçilerin anavatanı”nı talep etmek için fırsattır.

Bugün solun; işçi hareketinin demokratik, enternasyonalist ve yıkıcı geleneklerine aşılanmış bir Avrupa (Birliği) şüpheciliği, Avrupa kurmaylarını korkutacak ve gerçek umut bulvarları açacaktır.

https://www.tribune.gr/politics/news/article/25869/gia-enan-aristero-evroskeptikismo.html adresinde yayımlanan metinden çevrilmiştir.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Gerçeğin Günlüğü’nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya, Twitter üzerinden takip etmek için burayablogun Telegram kanalını takip etmek için ise bu bağlantıya tıklayınız. 

  

0 Responses to Panagiotis Sotiris: Bir sol Avrupa (Birliği) şüpheciliği için

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi