Content feed Comments Feed


Beşinci Bölüm

1904-1907: Ayaklanma Başlıyor, Sovyetlerin Rolü, Baskı

 


1905 yılındayız. Petersburg’da, Putilovsky fabrikasındaki işçiler greve gider: işten çıkarılan yoldaşlarının yeniden işe alınmasını ve bir ustabaşının görevden alınmasını talep ederler. Müdür bunu reddeder ve işçilerin çoğunu işten atmakla tehdit eder. Ortodoks bir rahip olan Georgy Gapon, mücadeleye önderlik eder ve söz konusu müdüre 12 talepten oluşan bir liste gönderir. Grev devam eder. Başka bir fabrika. Sonra bir başkası. Gapon, yönetimle müzakere etmek yerine hükümete başvurur ve bir dilekçe yazar. Devrimci militanlar isyana katılır ama kabul etmek gerekir: Gapon liderdir; halk ona tapmaktadır. Militanlar, Çar’a yalvarmanın siyasi bir hata olduğunu düşünürler –rejim ikna edilmemeli, yıkılmalıdır.

22 Ocak’ta kalabalık Kışlık Saray’a doğru yürüyüşe geçer. Gapon, gür sakalı ve boynundaki haçla yürüyüşe önderlik eder. Çarın portreleri kaldırılır, kalabalık sadece lütuf beklemektedir. Ancak Çar orada değildir. Askerleri onları karşılar ve ateş ederler. Bu bir katliamdır. “Ayaklanma başladı. Zora karşı zor. Sokak çatışmaları şiddetleniyor, barikatlar kuruluyor, tüfekler çatırdıyor, silahlar patlıyor. Kan nehirleri akıyor, özgürlük için iç savaş alevleniyor” diye yazan Lenin, hükümetin derhal devrilmesini tavsiye eder. Gapon artık Çar’ın ölümünü vaat etmektedir. Cenevre’ye gider ve orada bir kafede Lenin’le buluşur. ,Lenin onun tarihsel erdemlerini kabul eder ama kafasının çok karışık olduğuna karar verir. İnanç adamının teoriden hoşlanmadığı doğrudur. Yine de Tony Cliff, Lenin: Partiyi İnşa Etmek (1893-1914) adlı kitabında, “Görüşme, Gapon’un tamamen samimi olduğu konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmadı” diyor. Troçki gizlice Rusya’ya döner ve birkaç ay sonra Lenin, sosyalist devrimin yakında demokratik devrimi takip edeceğini yazar. Ekim ayında İkinci Nikola, siyasi kanun kaçaklarını affederek halkın öfkesini yatıştırmaya çalışır. Lenin aceleyle memleketine geri döner. Kılık değiştirerek Saint Petersburg sovyetinin yönetimine yardım eder ve savaş sanatı üzerine metinler yazar. “Onun için sovyet, sadece proletaryanın mücadele içindeki yeni bir örgütlenme biçimi değil, aynı zamanda gelecekteki işçi iktidarının da biçimiydi. Bu fikri bir boşlukta geliştirmedi. Birçok işçinin içgüdüsel olarak hissettiği şeyi dile getiriyor ve genelleştiriyordu” diye yazıyor Cliff. Bu istisnai durum karşısında Bolşevikler ve Menşevikler bir araya gelir. Sovyet bastırılır. Menşevik eş başkanı Troçki tutuklanır. Genel grev çağrısı yapılır, Bolşevikler hedef talimine başlar ve halkı silahlanmaya teşvik eder. Moskova barikatlarla süslenir, isyancılar ellerinden geldiğince kendilerini donatır, alevler görülür, bir polis memuru evinin önünde düşer. Bir general tüm militanların imha edilmesini emreder; Aralık ayı sonunda ayaklanma bastırılır. Devrim, çiçek açamadan ölür.

Sibirya’da sürgüne mahkûm edilen Troçki, bir köylünün yardımıyla kaçmayı başarır ve Finlandiya’ya ulaşır. Orada Lenin’i ve deneyimli bir Menşevik figür olan Martov’u bulur. “Hayatım” kitabında hatırlayacaktır: “Lenin, hapishanedeki çalışmalarımdan övgüyle söz etti ama gerekli sonuçları çıkarmadığım için, yani Bolşeviklere geçmediğim için benimle alay etti. Bunda haklıydı.”

Nisan 1906’da Stockholm’de dördüncü parti kongresi yapılır. Bu kez Menşevikler çoğunluğa sahiptir. Taktiksel olarak tebaasını yumuşatmaya hevesli olan II. Nikola, bir yasama meclisi olan Devlet Duması’nın kurulmasını kabul eder. Halk, sıkı ve eşit olmayan bir şekilde denetlense de oy kullanır. Lenin de taktiksel olarak seçimlere katılımdan yanaydı. Bolşeviklerin çoğunluğu öyle düşünmüyordu. Oylamanın sonuçları Mayıs başındaki kongrede açıklandı: Ilımlı sosyalizm yanlısı İşçi Partisi 136 milletvekiliyle ikinci sırada yer aldı. Menşevikler tarafından temsil edilen Sosyal Demokrat İşçi Partisi 18 milletvekili çıkarır. II. Nikola, meclisi feshetmek için acele edecektir. Lenin, devrim çağrısı yapmaya devam eder. Sonra Saint Petersburg’a gider.

 

https://www.versobooks.com/en-gb/blogs/news/the-novel-of-lenin-chapter-five adresinde yayımlanan ve Fransızca orijinalinden Patrick Lyons tarafından çevrilen metinden Türkçeye çevrilmiştir.

Bir önceki bölüm olan "Vladimir, Lenin Oluyor, Troçki ile İlk Görüşme (1900-1904)"yi okumak için buraya tıklayınız.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Gerçeğin Günlüğü’nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya, Twitter üzerinden takip etmek için burayablogun Telegram kanalını takip etmek için ise bu bağlantıya tıklayınız. 

Dördüncü Bölüm

1900-1904: Vladimir, Lenin Oluyor, Troçki ile İlk Görüşme


 

Vladimir kalıcı olarak Lenin adını alır. “Ne Yapmalı?” adlı kitabı 1902'de gün ışığına çıkar. Troçki ile tanışır ve onunla karmaşık ilişkiler içine girer. Troçki çoktan uzaklaşmaya başlamıştır.

1901 yılındayız. Lenin doğar. Ve bu doğum, Plehanov’a yazılmış bir mektubun altında gerçekleşir. Bu takma adın nedenini bilmiyoruz -belki de Lena Nehri’nden sonra. Devrimci, yaşamı boyunca 148 isim kullanır; bundan sonra onu böyle çağıralım. 

Rosa Luxemburg ile tanışır ve ardından karısıyla birlikte Iskra’yı uzaktan yayabilecek ve destekleyebilecek bir militanlar ağı kurar. Lenin’in aklında tek bir fikir vardır: Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi’nin (RSDİP), halkın sesini bütün yönleriyle taşımayı başarması. Bakanlarından ikisi, devrimci sosyalistlerin kurşunları altında kalır. Lenin’in reddettiği bir strateji. Bireysel terörizm, kitleleri bir araya getiremez ya da örgütleyemez. Şimdilik sadece bir dergi bunu yapabilir. “Ne Yapmalı? “üzerinde çalıştığı kitabın sorusudur. “Yazarken genellikle odada bir aşağı bir yukarı hızla yürür, yazacaklarını fısıldardı. Kendimi onun çalışma tarzına çoktan adapte etmiştim ve o yazarken onunla hiç konuşmadım ya da ona soru sormadım. Daha sonra yürüyüşe çıktığımızda bana ne yazdığını ve ne düşündüğünü anlatırdı” diye yazar Nadezhda Krupskaya. Kitabın adı, Çernişevski’nin 1863’te yazdığı aynı adlı ünlü romana bir saygı duruşudur. Bir neslin kitabı; Lenin’in kardeşi Aleksandr’ın kitaplığından indirip hararetle okuduğu kitap.  Kendisinin yazdığı “Ne Yapmalı?” 1902’de gün ışığına çıkar. Lenin, kalemi Sibirya'da bir av tüfeği gibi eline alır: Bernstein ve takipçilerine aklından geçenleri söyler. “Bu, burjuva demokrasisinin, sosyalizmin bağımsızlık hakkını ve dolayısıyla var olma hakkını inkâr etmesiyle eş anlamlıydı; pratikte, doğmakta olan işçi sınıfı hareketini liberallerin bir uzantısına dönüştürme çabası anlamına geliyordu.”

İhtiyaç duyulan şey, işçileri Marksist görüşlerin üstünlüğü konusunda ikna etmekti. Onları “dışarıdan”, eğitimli, disiplinli ve profesyonel devrimciler aracılığıyla ikna etmek, bir parti avangardı oluşturmak. Leninizmin temeli atılmıştır. Tony Cliff, Lenin’in çubuğu kasten fazla büktüğünü kabul ederken, “kendiliğindenciliğin” merkezi reddinin, “örgütlenmeye mekanik aşırı vurgu” verdiği yorumunu yapacaktır. Polis gözetimi arttırır, bunun üzerine çift Londra’ya taşınır ve yorulmak bilmeden Iskra üzerinde çalışır. Yayın komitesinde Plehanov da dâhil olmak üzere altı üye vardır ve Ekim ayında Lenin, Troçki ile tanışır. Devrimci, Sibirya’dan bir saman arabasında saklanarak kaçmayı başardıktan sonra İngiltere’ye henüz varmıştır. Kendisinden on yıl kıdemli olan Lenin, kanalın öbür tarafında Richter adıyla yaşamaktadır ve o sıralar yazılarıyla Pero olarak tanınan bu adamla tanışmak istemektedir. İki adam buluşur; Lenin, Troçki’ye kalacak bir yer bulur ve onu editör olarak yanına almayı umar. Plehanov reddeder. Grup içinde gerginlikler yaşanır ve Troçki’nin Leninist kutbu güçlendireceğinden şüphelenildiği söylenir. 23 yaşındaki Troçki, Iskra'ya katılır ama liderliğine katılmaz. Biyografi yazarı Isaac Deutscher şöyle yazacaktır: “Iskra'nın misyonuna, Troçki'den daha ateşli inanan kimse yoktu; yazıları da bu inançla titreşiyordu.”

Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi’nin ikinci kongresi Temmuz 1903 sonunda Brüksel’de yapılır. Eski püskü bir depo, sadece 40 delege, bölgede polis. Kongre Londra’ya taşınır. Köylülüğün rolü, parti üyeliğinin koşulları üzerine tartışırlar, oylama yaparlar, Lenin, 14 kez araya girerek Iskra’nın liderliğinin daha katı bir temelde yeniden ele alınmasını ister. Toplantının amacı, devrimci eğilimleri birleştirmek olsa da, hemen iki blok ortaya çıkar: çoğunluk (Bolşevikler) ve azınlık (Menşevikler). Lenin bundan pişmanlık duyar, hatta tartışmalar sırasında “öfkeli bir adam gibi” davrandığını kabul eder. Troçki, yoldaşının sertliğini, Jakobenliğini ve Robespierci eğilimlerini eleştirerek mesafe koyar. Durum hızla kötüden daha kötüye gider. Azınlıklar boykot çağrısında bulunur, Lenin yayın kurulundan istifa eder, Troçki Iskra’ya geri döner. Gerilim bir kez daha Lenin’e hem zihnen hem de bedenen zarar verir; parti konseyinden ayrılır ve siyasi mücadeleden uzaklaşır gibi görünür. En azından görünüşte. 1904’ün sonunda, yaklaşık 20 Bolşevik militanla birlikte Vperyod (İleri) gazetesini kurar. Her şeye yeniden başlamalıdır. Solda Iskra'yı geçmelidir. Yıllar sonra Lenin, Troçki'ye “Yahuda” ve “domuz” diyecektir.


https://www.versobooks.com/en-gb/blogs/news/the-novel-of-lenin-chapter-four adresinde yayımlanan ve Fransızca orijinalinden Patrick Lyons tarafından çevrilen metinden Türkçeye çevrilmiştir.

Bir önceki bölüm olan "Paris ve Almanya’ya Seyahatler, Bir Derginin Yaratılması (1895-1900)"nı okumak için buraya tıklayınız.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Gerçeğin Günlüğü’nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya, Twitter üzerinden takip etmek için burayablogun Telegram kanalını takip etmek için ise bu bağlantıya tıklayınız. 

Üçüncü Bölüm

1895-1900: Paris ve Almanya’ya Seyahatler, Bir Derginin Yaratılması


 

Yüzyılın başında Vladimir’e seyahat etme izni verilir. Paris’te Marx’ın damadı Lafargue ile karşılaşır. Ardından İsviçre ve Berlin’e seyahat eder. Ocak 1900’de sürgünü sona erer ama Almanya’ya geri döner.

1895 yılındayız. Vladimir’e nihayet seyahat izni verilir. İsviçre’ye gider ve orada Plehanov’la tanışır. Bu aristokrasi evladı, Rusya’da Marksizmi yaymadan önce Engels’le tanışmıştır. Lenin onu okumuş ve hayranlık duymuştur. Birlikte Marksist bir dergi çıkarmayı düşünürler. Sonra Lenin Paris’e gider. Burada Marx’ın damadı Lafargue ile tanışır ve İsviçre’deki bir tedavinin ardından Berlin’e gider.  Tabii ki kitap okumaktadır. Kaldığı yer mutlaka bir kütüphanenin yanında olmalıdır. Eylül ayında ülkesine döner, Marksist okumaları bavulunun sahte tabanına gizlenmiştir.

Rusya’da ufak işçi sınıfı sesini yükseltmeye başlamıştır. Vladimir, henüz kurulan İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği’nin bürolarına katılır. Çok geçmeden bir dergi kurma zamanı gelir, ancak polis bu emellere son verir: Birliğin militanları hapse atılır. Vladimir hapishanede görünmez mürekkeple -sütle- yazar, hücresine bakar, egzersiz yapar ve bir sonraki yazı projesine yoğunlaşır. Ocak 1897’nin sonunda 3 yıl sürgüne mahkûm edilir. Yön: Doğu Sibirya. Bir oda kiralar, nehirde yıkanır, balık tutar ve tutkuyla avlanır. Ailesi maddi ihtiyaçlarını karşılamaya devam eder; kısa süre sonra bir köpek ona eşlik eder. Nadezhda Krupskaya, annesiyle birlikte ona katılır. Soylu olmayan genç Marksist, onunla 1894’te Saint Petersburg’da bir konferans sırasında tanışmıştır. O da Birlik’e katılmıştı. Çift, 1897 yazında bir kilisede evlenir. Lenin’in Anıları adlı kitabında şöyle yazacaktır: “Vladimir İlyiç, işçilerin yaşamı ve koşullarına dair bir resim oluşturmasına, devrimci propaganda konusunda onlara yaklaşabileceği bir yol bulmasına yardımcı olabilecek her küçük ayrıntıyla ilgileniyordu.”

Birlikte birkaç İngilizce sosyalist metnin çevirisi için uğraştılar ve Lenin makalelerini çoğalttı. Takma bir adla iki kitap yayımladı. Ancak sürgün ona azap verir: güçsüzlüğünün acı bir şekilde farkındadır. Özellikle de Marksist dünya huzursuzken. Felsefenin Sefaleti’nin Almanca çevirmeni, Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin önde gelen teorisyeni ve Engels’in vasiyetini yerine getiren Eduard Bernstein, 1896’da “Sosyalizmin Sorunları” başlıklı üç makale, üç yıl sonra da Evrimci Sosyalizm kitabını yayımlar. Ne diyordu? Özetle şunu: Marx yanlış yoldaydı; kapitalizm kendi iç çelişkilerinin ağırlığı altında çökmeyecektir; orta sınıflar artık ihmal edilmemelidir; devlet, genel oy hakkı yoluyla mücadelenin odağı haline gelebilir. Özetle: şiddetli devrim yerine reform. Elbette bir ayaklanma. Rosa Luxemburg, ünlü “Reform mu Devrim mi?” kitabına dönüşecek makalelerinde yanıt vermekten çekinmez. Bernstein yanılıyor. Daha da kötüsü, bu saf oportünizmdir (“revizyonizm” olarak adlandırılır). “Ama şimdi Bernstein’ın kitabında yüzünü gösterdiğine göre, insan hayretle haykırmaktan kendini alamıyor: “Ne? Tüm söyleyeceğin bu mu? Orijinal bir düşüncenin gölgesi bile yok! Marksizm tarafından onlarca yıl önce çürütülmemiş, ezilmemiş, toz haline getirilmemiş tek bir fikir bile yok!”

Vladimir defalarca kitabın kendisine gönderilmesini talep eder. Kitabı eşiyle birlikte okuduktan sonra da küçümsediğini gizlemez. Bir kedi onlarla yaşamaya başlar ve Vladimir’in ailesi, mektuplarında günlük yaşamına dair hiçbir şey anlatmadığından yakınır. Ama o, bu tür bir ruhtan yoksundur. Önemli olan işidir. Daha sonra Gorki, Lenin için “Basit alışkanlıkları olan, içki ve sigaraya yabancı bir adamdı, sabahtan akşama kadar zor ve karmaşık işiyle meşguldü ve kendi ihtiyaçlarını göremese de yoldaşlarının iyiliğini gözetirdi” diyecektir. Nihayet 19 Ocak 1900 gelir: sürgün sona ermiştir. Çift, 500 kiloluk kitaplarını toplar ve Pskov’a yerleşir. Polis, onu buna zorlar. Ancak Rusya içinden hiçbir şey yapılamayacağından emindir. En ufak bir kıpırtıda tekrar içeri dalacaktır.

Yeni ortaya çıkan protesto hareketini birleştirmek için bir gazeteye ihtiyacı vardır, ancak gazete basılır basılmaz sansürlenecektir. Ayrılma zamanı: yetkililere bir dilekçe verir. Böylesine önemli bir adamdan kurtulma fikri hoşlarına gider ve kabul ederler. Temmuz ayında Almanya’ya gider ve orada Plehanov ile bu birlik için çalışma umuduyla buluşur.

Bu bir aldatmacadır. Hem de acı bir aldatmaca. Plehanov; şüpheci, sinirli, hoşgörüsüz ve otoriterdir. Hepsinin ötesinde, antisemitizme kayar. Vladimir’in hiçbir zaman bu kadar saygı duyduğu bir adam olmamıştı; ayrılırken hiç bu kadar yaralanmamıştı. Militan Troçkist Tony Cliff, Building the Party, Lenin 1893-1914 (Cilt 1) adlı kitabında, “Bu olay ona, kendi başına bir lider olmak için ilk kez kaslarını esnettiğini gösteriyor. Gelecekteki ittifaklarının ve kavgalarının kişisel ve siyasi yönlerini asla birbirine karıştırmamayı öğretti -doğasının duygusal yönünü disipline etmeyi öğrendi” diye yazıyor. Yüzyıl sona ermektedir ve Vladimir, Almanya’da Iskra’nın (Kıvılcım) ilk sayısına son rötuşları yapmaktadır. Sloganı mı? “Bir kıvılcımdan bir ateş alevlenecektir.”


https://www.versobooks.com/en-gb/blogs/news/the-novel-of-lenin-chapter-three adresinde yayımlanan ve Fransızca orijinalinden Patrick Lyons tarafından çevrilen metinden Türkçeye çevrilmiştir.

Bir önceki bölüm olan "Kardeşin Ölümü, Marksist Çevreler, II. Nicholas Tahta Çıkıyor (1885-1893)"u okumak için buraya tıklayınız.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Gerçeğin Günlüğü’nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya, Twitter üzerinden takip etmek için burayablogun Telegram kanalını takip etmek için ise bu bağlantıya tıklayınız. 

 

İkinci Bölüm

1885-1893: Kardeşin Ölümü, Marksist Çevreler, II. Nicholas Tahta Çıkıyor

 


Ağabeyi Aleksandr, Çarlık yetkilileri tarafından tutuklanıp yargılandıktan sonra dört yoldaşıyla birlikte bir meydanda asıldığında Vladimir henüz ergenlik çağındadır. Bu olay Lenin’de ömür boyu kalıcı etki bırakacaktır.

1886 yılındayız. Vladimir’in babası beyin kanamasından ölür, çocuk artık bir ergendir, 16 yaşındadır ve yakın zamanda Paris yakınlarında ölen Babalar ve Oğullar’ın yazarı Turgenyev’i okumaktadır. Vladimir, taktığı haçı çıkarır. Siyaset hakkında hâlâ hiçbir şey bilmiyorsa da, en azından tüm soruların sorusunu çözmüştür: hayat, yeryüzünde yaşanır. Ağabeyi Aleksandr’ın üzerinde çalışabileceği birkaç siyasi fikri vardır. Narodnaya Volya’dan geriye kalanlara ve ideolojik olarak yönettiği “terörist fraksiyonuna” katılır. Çar ölmüştür, listede sırada varisi vardır. Aleksandr bombaları yapar ancak imparatorluk polisi, grubu harekete geçemeden onu tutuklar. Mahkemede tüm sorumluluğu üstlenir: 8 Mayıs 1887’de 4 yoldaşıyla birlikte bir meydanda asılır. Onların son nefeslerini teker teker izler. 21 yaşındadır. Saint Petersburg’un yaklaşık 30 kilometre doğusundaki Shlisselburg’da ölür. Kız kardeşleri Anna, ev hapsine alınır. Anneleri umutsuzluğa kapılır.

Biyografi yazarı Jean-Jacques Marie, kitabı “Lénine”de, “Ağabeyinin asılması Lenin’i derinden sarstı” diye yazar. Yorumcular bu konuda sayısız yorum yapmıştır: Bu trajedide, gelecekteki Lenin’de intikam duygusunun uyanışını mı sezmeliyiz? Rus yazar Lev Danilkin’in 2017 tarihli ödüllü eseri “Lenin, Pantokrator of Solar Dust”ta, Aleksandr’ın idamının, müstakbel Bolşevik’in “nevrozlarının kökeninde yattığına şüphe olmadığını” belirttiği hipotezi her halükârda bundandır. Psikolojik bir hipotez olduğu kesin. Amatör katilin ölümünden 8 yıl sonra Vladimir, “Ağabeyim, benim yolumu çizdi” diye itiraf edecekti. Şart kipine bağlı kalmalıyız. Ağabeyinin ölümünden sadece birkaç gün sonra genç adam yine de sınavlarını büyük bir başarıyla geçer. Altınla süslenmiştir. Zeki, soğuk, katı ve arkadaşsız bir öğrencidir. Onunla laf olsun diye konuşulmaz.

Ağustos ayında Vladimir, üniversitede hukuk okumak için Kazan’a gider. Orada bir konseyin temsilcisi seçilir. Yıl sona ererken, öğrenci kulüplerinin yasaklanmasına karşı mütevazı bir mitinge katılır. Tutuklanır, kışkırtıcı olmakla suçlanır, kurumdan atılır ve Kokushkino’daki annesi ve Anna’nın yanına geri gönderilir. O kış Vladimir avlanır ve kayak yapar; ama her şeyden önce okur. Hem de çok miktarda. Sonra sıkılmaya başlar. Kamu eğitimi bakanına, kendisini üniversiteye yeniden kabul etmesi için yalvarır: ret. Ancak ailenin Kazan’a dönmesine izin verilir. Vladimir, Marksist toplantılara katılır ve Kapital’i okumaya başlar. En azından ilk cildi; o sırada çevrilmiş olan tek cildi. Bu cilt Rusya’da oldukça başarılı olur. Marx, 5 yıl önce hastalanarak ölür; Kuzey Londra'da bir mezarlıkta yatmaktadır ve arkadaşı Engels, Manifesto’nun 1888 İngilizce baskısına yazdığı önsözde şöyle der: “Bu sınıf mücadelelerinin tarihi, günümüzde sömürülen ve ezilen sınıfın -proletaryanın- sömüren ve egemen sınıfın -burjuvazinin- egemenliğinden kurtuluşunu, aynı zamanda ve ilk ve son kez toplumun genelini tüm sömürüden kurtarmadan elde edemeyeceği bir aşamaya ulaşıldığı bir dizi evrim oluşturur. “

Siyasete artan bu ilgi, Vladimir’in annesinin hoşuna gitmez. Toprak satın aldığı Alakaevka köyünde bir çiftçi olmasını tercih eder; bu gerçekleşmeyecektir. Bu dönemde eski Marksist arkadaşları tutuklanır. Vladimir okumaya devam eder. Marx ve Engels’in yanı sıra köylü öyküleri de okur. Latince ve Rusça dersleri verir, spor yapar, yüzer ve bir Marksizm tartışma grubuna katılır. Hayatı düzenlidir. Hiçbir şey göze batmaz. Kalın kafalı, disiplinli. Hukuk eğitimine yeniden, bu kez uzaktan devam etmek ister, ama bir kez daha nafile. Annesi ısrar eder. Bu kez işe yarar. Sevgili çocuk, 1890 yazında Saint Petersburg’a gider. Ertesi Kasım ayında sınıf birincisi seçilir. Özgür düşünceli bir avukat, kısa süre sonra onu asistan olarak işe alır.

Rusya’yı kıtlık vurur. Toprakta kuraklık hüküm sürmektedir, rejim tahıl ihraç etmeye devam etmektedir ve köylüler şehre akın etmektedir. Ancak rejine göre kıtlık söz konusu değildir. Basına, formüle sadık kalmaları söylenir: “Kötü hasat.” Çar, ilk başta felaketi hafife alır. Halk, çiğ un ve kötü ekmek yer, dam için ayrılan samanlar hayvanlara geri döner. Bir yardım planı uygulamaya konur, bir prenses 10.000 ruble bağışlar; devlet, köylüye vaaz verir, tifüs ve kolera baş gösterir. Tolstoy, kıtlık üzerine yazdığı bir mektupta böyle gürler: “Nüfus yozlaşıyor, çocuklar zamanından önce ölüyor, sırf zengin beyefendiler ve tüccarlar kendilerine özgü efendi hayatlarını yaşayabilsinler diye.”

Vladimir, bu tür hayır işlerine katılmaya niyetli değildir: hayırseverlik adalet değildir. Ancak tarihçi Nicolas Werth’e göre, trajedinin onu tatmin edeceği noktadan daha fazlası vardır. Kendisi de Heller tarafından alıntılanan Beliakov’a atıfla: “Vladimir İlyiç Ulyanov, kıtlığın birçok olumlu sonucu olacağını, özellikle de burjuvazinin yerini alacak yeni bir sanayi proletaryasının ortaya çıkacağını açıkça söyleyecek cesarete sahipti [...] Kıtlığın, miadını doldurmuş köylü ekonomisini yok ederek, bir sonraki aşamayı daha hızlı bir şekilde getireceğini ve kapitalizmi zorunlu olarak takip eden aşama olan sosyalizmi başlatacağını açıkladı. Kıtlık, aynı zamanda sadece Çar’a değil, Tanrı’ya olan inancı da yok edecekti.” Yaklaşık 400 bin kişinin öldüğü açıklanacaktır.

1893’te Lenin, ödünç aldığı iki isimle iki Marksist çevrenin önünü açar. Kaldığı yerler sade, muhatapları ciddiyetinin farkındadır. Ertesi yıl, popülist militanlığa açıkça karşı çıkar: hayır, kesinlikle hayır, Rusya’da yaslanılacak komünizm tohumları yoktur. Her şey inşa edilmeye devam etmektedir ve ancak bu topraklarda doğan kapitalizmin üstesinden gelinerek komünizme ulaşılacaktır. Popülizme karşı bu mücadelesini Mayıs 1894'te üçüncü eserinde de sürdürecektir: “‘Halkın Dostları’ Kimlerdir ve Sosyal Demokratlara Karşı Nasıl Savaşırlar?” Birinciler popülisttir; ikinciler ise kendisinin de aralarında bulunduğu Marx’ın öğrencileridir. 24 yaşındaki Vladimir, onların “devrimci” teorilerini metodik bir şekilde parçalarına ayırmaya koyulur. Ve bunu yapmak için, genç adam “pisliğin içinden geçmek” zorunda olduğunu kabul ediyor. Üslubu çoktan oturmuştur: sert, alaycı, acımasız. Kaleminin kâğıdı tırmaladığı neredeyse duyuluyor. İşçi sınıfının “eğitimli temsilcilerini” bilimsel –siz Marksist olarak okuyun- sosyalizmin uygunluğuna ikna etmek ve uluslararası mücadele yoluyla komünist devrimin zaferine yürümek acildir.

Yıl sona erer; Çar da öyle. III. Aleksandr’ın hırpalanmış böbrekleri, sırtını yere getirir. II. Nicholas onun yerine geçer ve hiçbir şeyin otokrasiyi sarsamayacağına yemin eder. Vladimir ilk broşürünü yazar ve bunu grevdeki bir fabrikanın duvarlarına yapıştırır.


https://www.versobooks.com/en-gb/blogs/news/the-novel-of-lenin-chapter-two-1885-1893-the-death-of-the-brother-marxist-circles-nicholas-ii-ascends-to-the-throne adresinde yayımlanan ve Fransızca orijinalinden Patrick Lyons tarafından çevrilen metinden Türkçeye çevrilmiştir.

Bir önceki bölüm olan "Vladimir’in Doğumu, Çar II. Aleksandr’ın Suikaste Uğraması"nı okumak için buraya tıklayınız.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Gerçeğin Günlüğü’nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya, Twitter üzerinden takip etmek için burayablogun Telegram kanalını takip etmek için ise bu bağlantıya tıklayınız.  

 

Fransa doğumlu yazar Joseph Andras, Lenin’in ölümünün yüzüncü yılı dolayısıyla, Fransa’da yayımlanan L’Humanité gazetesi için dokuz bölümden oluşan bir “Lenin Romanı” kaleme aldı. Çalışmanın ilk bölümünü aşağıda bulabilir, diğer bölümlere önümüzdeki günlerde yine buradan ulaşabilirsiniz.

 


Birinci Bölüm

1870-1885: Vladimir'in Doğumu, Çar II. Alenksandr’ın Suikaste Uğraması

(Oulianov ailesi Vladimir’in doğumuyla bir kişi daha büyür. Babası, fizik ve matematik alanında diploma alır. Annesi ise bir öğretmendir. On bir yıl sonra Çar Aleksandr bombalı bir suikastte hayatını kaybeder.)

1870 yılındayız. Volga kıyılarında bir yerde, Moskova’nın birkaç yüz kilometre doğusundaki Simbirsk (bugün Ulyanovsk) şehrinde, Oulinav ailesi bir kişi büyüyor. Vladimir yeni doğmuştur. Anna ve Aleksandr'dan sonra dünyaya gelir. Onu üç çocuk daha izleyecektir. Babalarının adı İlya, annelerinin adı Maria’dır. İlki, fizik ve matematik diplomasına sahiptir ve devlet okullarında müfettişlik yaparak geçimini sağlar; çok dil bilen ikincisi ise öğretmenlik yapmaktadır. İlya, Rus Ortodoks Kilisesi’ne sadıktır, Maria ise Lutherci olarak yetiştirilmiştir ve inancına mesafeli durmaktadır. Aile bir karışımdır: Kalmuk, Rus, İsveçli ve Yahudi. Bazıları Tatar ya da Çuvaş da diyor. Vladimir’i 6. gününde vaftiz eden ailesi Çar’a inanıyor. Muhafazakârdırlar: liberalizmle renklendirilmiş bir muhafazakârlık.

Çar’ın kendisi ise 52. yaşını kutlamaya hazırlanmaktadır. Adı II. Aleksandr, I. Nicolas ve Prusyalı Charlotte’un oğlu. Bu yıl çekilen bir fotoğrafta koyu renk, düz saçlarla kaplı yüksek bir alın görülüyor. Örgülü apoletleri ve sakalının içinde kaybolan büyük bir bıyığı vardır. Ağzının altında bir gölge var. İmparatorluğunu bu şekilde yönetiyor. Aynı zamanda Finlandiya Büyük Dükü. Babasının lakabı “sopa” ve “Avrupa’nın polisi”ydi; bu lakap boşuna takılmamıştı: Demir gözlü adam, bir savaş şahiniydi. Sert ve doğru düzgün vururdu. Oğlunun eli daha hafifti. Dokuz yıl önce serfliği kaldırdı. Ayrıca sansürü hafifletti ve bedensel cezayı yasakladı. Bu yüzden ona “reformcu” diyenler olacaktır.

Tabii ki Vladimir bunların hiçbirini bilmiyor. Yürümeyi ve konuşmayı yeni öğrenmektedir ve acelesi yoktur. Orantısız büyüklükte bir kafası vardır ve bunu hayatı boyunca koruyacaktır. Ve sonra büyür. Kısa sürede yüzmeyi sever ve iyi bir öğrenci olur. Yunanca ve Latince öğrenir, tarihe ilgi duyar, satranç oynamayı sever, çok çalışır ve huysuzdur. Anlatılanlar oybirliğiyle kabul edilir: Vladimir alaycı, çalkantılı, küstah ve düşüncesizdir. Her koşulda haklı olmak ister. Ayrıca miyopluktan muzdariptir - sürekli çatık bakışlarının gelecekteki sebebidir ve bu, muhataplarının hiçbir kelimeyi kaçırmadığına inanmasına yol açacaktır.

Vladimir'in 11. yaşında Çar ölür. Bir hastalıktan değil, Saint Petersburg’dan arabayla geçerken ayağının altına atılan bir bombadan. Saldırının sorumlusu devrimci örgüt Narodnaya Volya’dır (Halkın İradesi). Grubun geçmişi eskiye dayanmıyor, sadece 2 yaşında. Ama şimdiden net fikirlere sahip. Örneğin tam bir özgürlük. Ya da emperyal gücün sonu. Biri olmadan diğeri var olamaz. Her halükârda, bunlar ülkeyi ve sert kafalıları harekete geçiren türden fikirler. Bunlar anarşist, popülist ya da nihilisttir. Otoriteyi kınıyorlar, atalarının kanunlarını reddediyorlar. Onlar sosyalisttir. Halka giderler. Paris Komünü 10 yaşında ve Bakunin 5 yıl önce öldü. İngiliz sürgününde bitkin düşen yaşlı Marx, Kapital’i bitirmeyi başaramaz. Böylece, bugün, 13 Mart 1881’de, bir tünel kazıldıktan ve patlayıcılar hazırlandıktan sonra ilk bomba patlar. Hedefini ıskalar. Çar devrimcilere yaklaşmak için aşağı iner; bir bomba daha ortaya çıkar ve bu sefer son bomba olur. II. Aleksandr yaralarına çabucak yenik düşer, ancak son ayinlerini almadan önce ölmez. Oğlu hemen III. Aleksandr olur. 36 yaşındadır ve alnı babasınınkinden bile daha büyüktür.

Narondaya Volya, kitleleri ayağa kaldırmak için bireysel terörizme inanır. Sergey Neçayev’i okurlar. Daha da iyisi: onu, o işçi çocuğunu severler. Neçayev, vefatından önce Bakunin ile arkadaştı. Son büyük anarşist, devrimin “beden için şiddet ve zihin için yalan” olamayacağını düşünüyordu. O halde Neçayev’in Devrimci İlmihalini okuyalım. Devrimci, duygulardan yoksun olmalıdır: her şeyi devrime tâbi kılmalıdır. O, ahlakın ve yasaların düşmanıdır, doktrinlere hiç ihtiyacı yoktur. Sevgiyi de, onuru da özünde silin. Halkın mutluluğu tüm bunları hak eder. Açıkça ifade etmek gerekirse: “Görevimiz korkunç, toplam, evrensel ve acımasız bir yıkımdır.” Neçayev yakında ölecek, zorunlu çalışmaya mahkûm edilecek, bedeni Sibirya’da bir yerlerde iskorbüt hastalığından çürüyecek. Narodnaya Volya Çar’ı devirmiştir ve imparatorluk buna karşılık verir. Örgütü ezer ve ölen Çar’ın oğlu Nisan ayında Tanrı’nın kararını açıklar: otokrasi devam edecektir.

 

https://www.versobooks.com/en-gb/blogs/news/the-novel-of-lenin-chapter-one-1870-1885-the-birth-of-vladimir-the-assassination-of-tsar-alexander-ii  adresinde yayımlanan ve Fransızca orijinalinden Patrick Lyons tarafından çevrilen metinden Türkçeye çevrilmiştir.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Gerçeğin Günlüğü’nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya, Twitter üzerinden takip etmek için burayablogun Telegram kanalını takip etmek için ise bu bağlantıya tıklayınız. 

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi