İran Komünist Partisi (Marksist-Leninist-Maoist), Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltında katledilmesine ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, herkesi başörtüsü dayatmasına karşı gelmeye ve kadın karşıtı yasaları ayaklar altına almak üzere sokağa çıkmaya davet etti.
Mahsa’nın öldürülmesi, İslam Cumhuriyeti için varoluşsal bir
gerekliliktir. Bu rejimin başına bir taş vurmak ve onu devirmek, toplumdaki tüm
ezilenlerin, sömürülenlerin kurtuluşu ve kadınlar için varoluşsal bir zorunluluktur.
İslam Cumhuriyeti’nin dinsel-faşist doğası, onun dayattığı kölelik ilişkilerine
boyun eğmeyen kadınları sindirerek yeniden üretiliyor. Bu gerçek, karanlık fikirli
ve gerici Humeyni’nin zorunlu başörtüsü emrini çıkardığı ilk günden beri
bizimleydi ve aynı zamanda on binlerce asi kadın, bu kibre ve kadınların
insanlıkları ile özgürlüklerinin ihlaline karşı, yeni dini rejimin devrilmesi
gerekliliğiyle ayağa kalktı. Güçlerini tüm topluma gösterdiler. Humeyni, 44
sene önce bu kanlı nefret için dua etmişti ancak ömrünün, dine dayanan ve
sınıflı toplumun karanlık gecesi kadar sürdüğü kısa sürede anlaşıldı.
Sakkız şehrinden 22 yaşındaki Mahsa Amini, İslami
köktendinci devriye güçleri tarafından Tahran'da tutuklandı ve iki saat sonra
yarı canlı bedeni kulaklarından akan kanla hastanenin yoğun bakım ünitesine
alındı. Nakledildi ve doktorlara göre aldığı darbe nedeniyle komada öldü.
Halkın yüreğinde büyük bir öfke ve nefret patladı ama rejimi
devirmek için bunu şiddetli bir mücadeleye dönüştürmek gerekiyor. İslam
Cumhuriyeti, kadınların mevcudiyetiyle, erkek ve kadınların elleriyle yere
dökülen her damla kanın hesabını soracak bir düşmanla karşı karşıya olduğunu
bilmektedir. Zorunlu başörtüsüne ve şeriat yönetimine karşı kavga uzlaşmazdır.
Sadece rejimin destekçileri ve yandaşlarına değil, sessiz kalan her birey ve
gruba, pozisyonlarını belirlemeleri konusunda meydan okunmalıdır –faşistlerle birlikte
olmanın sonu hiç kimse için mutlu bir son getirmez. Kadın karşıtı yasaların ve
İslami şeriatın kadınlara yönelik özel şiddeti, insanların kitlesel protestosu,
bilinçli ve örgütlü tepkisiyle karşılanmalıdır. Toplum için daha iyi bir
gelecek, kadınlar ve İslam Cumhuriyeti arasındaki bu uzlaşmaz mücadelenin, bu
konuda İslam Cumhuriyeti'ne karşı milyonlarca insanın açık bir buluşması haline
gelmesine ve İslam Cumhuriyeti'nin anti-feminist küstahlığının toplumdan güçlü
bir yanıt almasına bağlıdır. İslami başörtüsü ve kadınlara karşı yasalar toplu
olarak ayaklar altına alınmalı ve İran genelinde büyük bir trend haline gelmelidir;
bunu yapabilirsek, şüphesiz ülkede taze ve özgürleştirici bir nefes ve esaslı farklı
bir gelecek için umut tohumları olacaktır. Ve binlerce kez daha iyisi için
savaşma kararlılığı, milyonlarca ezilenin ve İslam Cumhuriyeti kurbanının
kalbine ekilecektir. İslam Cumhuriyeti'nin gerici kırmızı çizgisi geniş çapta
ve milyonlarca kişi tarafından ihlal edilmelidir ki rejimin ve baskıcı temsilcilerinin
bunu sürdürmesi imkânsız hale gelsin. Kadınların ezilmesi, cehalet ve dini geri
kalmışlık, kadın erkek her insanın hayatına baskıcı mührünü basmıştır. Birçok
kez söylediğimiz gibi, işçi, öğretmen, öğrenci, emekli vb. protesto
hareketlerinin önemsenmemesi, rejimin tüm protesto hareketlerini bastırmadaki
elini güçlendirmekten başka bir şey değildir. Bu gerekliliği yanıtsız bırakmak,
daha kötü bir durumun önünü açar. Bu gerçekten hiç şüphe edilmemelidir.
İslam Cumhuriyeti’ne ölüm, çok yaşa yeni sosyalist İran
Cumhuriyeti!
İran Komünist Partisi (M.L.M.)
İran Komünist Partisi (M.L.M.) web sayfasında yayımlanan açıklamadan çevrilmiştir.
Çeviri: Gerçeğin Günlüğü
Gerçeğin Günlüğü’nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya, Twitter üzerinden takip etmek için buraya, blogun Telegram kanalını takip etmek için ise bu bağlantıya tıklayınız.