Content feed Comments Feed

Immanuel Wallerstein, sol toplumsal hareketlerin seçim siyasetiyle ilişkisinin olası olumsuz ve olumlu sonuçlarına ilişkin yazdı.


Sol toplumsal hareketler için esas zorluk hem kısa hem de orta vadede kazanmalarını mümkün kılacak seçim taktiklerini belirlemektir. Görünüşte, kısa vadede kazanmak, orta vadede kazanmak ile çelişir gibi gelir.

Kısa vadede, bir sol hareketin birincil hedefi nüfusun yüzde 99’u denilen kesimin, özellikle de en yoksul kesimin hayatta kalması için acil ihtiyaçlarını savunmak olmalıdır. Bunu yapmak için, tüm düzeylerde devlet kurumlarına hâkim olunmalıdır. Bu da seçimlere katılmak anlamına gelir.

Seçim yasalarının, iktidarın, seçilmiş yetkililerin bir kesiminden bunun zıttı bir kesime geçmesine müsaade ettiği her alanda sol hareketlerin mutlak ihtiyacı böylesi seçimleri kazanmaktır. Buna karşın böyle bir seçimi kazanmak, mevcut kapitalist dünya sisteminin yapısal krizinde ne tür bir sistemin (ya da sistemlerin) galip geleceği asli tercihine ilişkin orta vadeli mücadeleyi kazanabilme yetisini etkisiz kılabilir. Bunu önlemenin yolu asla seçim siyasetine kendini kaptırmak değildir.

Seçimlere kendini kaptırmanın, sol toplumsal hareketler üzerinde iki negatif etkisi vardır: Bu, onları orta vadede kazanma mücadelesi için örgütlenmekten uzaklaştırır. Ve bu durumu, ruhunu satmak olarak gören üyelerini hayal kırıklığına uğratır, çünkü dünya sistemini dönüştürme kararlılığı olmayan kişilere oy vermeye çağrılıyorlardır.

Bu sonuçlardan kaçmayı olası kılan herhangi bir seçim taktiği var mıdır? Olabileceğini düşünüyorum. Yapılacak ilk ve bir bakıma en kolay şey, kısa ve orta vade zamansallıkları arasındaki farkı ve seçim taktiklerinin mücadeledeki yerini sol hareket içinde enine boyuna tartışmaktır.

Sol toplumsal hareket içinde sadece bu konuyu tartışmak, sol hareketi bir arada tutmaya ve karşılıklı güveni yeniden sağlamaya yardımcı olacaktır. Tartışma, iki en büyük tehlikeye ilişkin olmalıdır. Kısa vadede, seçimleri kazanmak dünyayı dönüştürmek ile hiç alakadar olmayan birçoğunun oyunu gerektirir. Bu insanlar destekleri için bir bedel talep edecek.

Ne kadar büyük bir bedel olacağı çeşitlilik gösterecektir. Sol toplumsal hareket tarafından ne kadar az bir ödeme yapılabileceği de çeşitlilik gösterecektir.

Bir diğer tehlike hayal kırıklığıdır. Yine her bir durum değişkenlik gösterir. Ancak hayal kırıklığı ile mücadele etmenin yolu her zaman yanılsamaları önlemektir. Ulusal ya da yerel zaferler tabii ki kutlanmalıdır. Ancak bu zaferlere asla, en yoksul kesimi korumayı hedeflemiş geçici zaferlerden fazlasıymış gibi yaklaşılmamalıdır.

Sol toplumsal hareketlerin, seçim siyasetinin tehlikeli sığlıklarında seyretme konusunda başarılı olması imkân dâhilinde. Seçim siyaseti ile sarmaş dolaş olmayarak ve bunları koşulsuz biçimde reddetmeyerek, kısa vadede kazanmanın aslında orta vadeli mücadele için üyelerini eğitebileceğini anlayabilirler.

Bu şekilde, sol toplumsal hareketler ikisini –kısa vadeli ve orta vadeli çarpışmada kazanma- fiilen aynı anda yapabilirler. Aslında, ikisinin birbiriyle çelişmesi şöyle dursun, sol toplumsal hareketin her iki çarpışmada başarılı olmasını yegâne yolu budur.


http://agenceglobal.com/2017/12/01/left-social-movements-what-electoral-tactics/ adresinde yayımlanan metinden çevrilmiştir.


Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Gerçeğin Günlüğü’nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya tıklayınız

0 Responses to Immanuel Wallerstein: Sol toplumsal hareketlerin seçim taktiklerine dair

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi