Content feed Comments Feed

Portekizli sosyolog Boaventura de Sousa Santos, halk radyolarının ve alternatif medyanın, şirket medyasının parmaklıklarını yıkmak için bir formül olduğunu iddia ediyor. Santos ayrıca, bugün sona erecek olan Dünya Sosyal Forumu öncesinde TerraViva’dan Alejandro Kirk ile yaptığı söyleşide, son krizle birlikte Dünya Sosyal Forumu’nun tanımlanmış bir politik duruş alması gerektiğine inandığını belirtti.

TerraViva: Deneyimlediğimiz küresel kriz bağlamında, Dünya Sosyal Forumu’nun (WSF) içeriğine dair fikirlerinizi koruyor musunuz?

Santos: Belem’deki WSF’ye giderken şu an için bu çok önemli bir soru. Son beş ay boyunca meydana gelen değişimler, WSF için neredeyse açmaz olarak nitelendirebileceğim yeni bir durum yarattı. Bu durum şunu takiben geliyor: Bildiğiniz gibi, başlangıcından beri WSF’nin neo-liberal küreselleşmeye karşı olan tüm ilerici eğilimler için bir meydan olması gerekip gerekmediği konusunda tartışmalar var, sadece bir araya gelecekleri bir alan, daha fazlası değil. Pek çok kişi aksini iddia ediyor: Daha güçlü bir role sahip olmalı ve müdahale etmeli, öneriler sunmalı, değişim için küresel politik eylemler organize etmeli, müdahil olmalı.

Bir şekilde, bu duruşumu değiştirmemi gerektiriyor. Uzun süre meydan fikrini savundum çünkü insanların kesin bir gündem olmaksızın bir araya gelecekleri bir alanın devamlılığının önemli olduğuna inanıyorum. Ancak son iki yıl boyunca, bakışım bir şekilde değişti. WSF’nin bir meydan olarak devam etmesi gerektiğine inanıyorum ama mutabık olduğumuz bazı maddeleri tanımlamalıyız ki böylece Forum politik ve programatik duruşunu sunabilsin.

TerraViva: Hangi maddeler hakkında düşünüyorsunuz?

Santos: Uluslararası dört veya beş konuda daha güçlü rol sahibi olmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü böyle yapmazsak WSF’nin buraya gelen sosyal mücadeleler için giderek artan biçimde önemsiz hale geleceğinden endişe ediyorum. WSF’nin Birleşmiş Milletler’in yeniden düzenlenmesi için bir önerisi olmalı. Bu uzun süredir tartışılan bir süreç ve aynı zamanda WSF’de de tartıştık, ama ortak bir duruş yok. İkinci konu son beş ay içinde yeni bir durum oluşturan finansal kriz, çünkü WSF’de biz hep neoliberal küreselleşmeyi ve özellikle birçok ülkenin yıkılışına neden olmuş finansal sermayenin hakimiyetini eleştiriyoruz. Ve çok önemli şeyler söylemiştik: ABD’de ve Avrupa’da patlayan finansal kriz, sözde Üçüncü Dünya’nın 30 yıldır zarar gördüğü krizdir. Tüm bu ülkeler ABD ve Avrupa ülkelerinin uyguladıklarına çok benzer çözümler önerdiler: bankaları kamulaştırma ve benzeri.

Güneydeki küresel krizde, kimse bunun değişebileceğini düşünmemişti. Neo-liberal Ortodoksluk tamamen egemendi. Şimdi kriz ABD ve Avrupa’da, küresel kapitalist sistemin kalbinde, aynı merkez ülkelerin şiddetle reddettiği önlemler, Dünya Bankası ve IMF tarafından güney ülkeleri için benimsendi. Bu Asya, Arjantin, Brezilya ve Rusya’daki krizin çıkış noktası. Bu yüzden WSF’nin, krizin nasıl çözüleceği konusunda görünür bir uluslararası duruş takınmasını öneriyorum. WSF IMF’nin ve Dünya Bankası’nın tasfiye edilmesini veya başka radikal reformlar önerebilir. Bu duruşlar bıktıracak derecede tartışıldı ve fikir birliğine varıldı. Bunu neden siyasi bir duruşa dönüştürmüyoruz?

TerraViva: Ve tabii ki Filistin’i unutamazsınız.

Santos: Evet, üçüncü sırada Filistin’deki kriz. Bu saldırganlık öncekilerden daha vahşi olan bir İsrail işgali. An itibarıyla savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar meydana geliyor ve işleniyor, çünkü genel dokunulmazlığın kesinliği var. WSF’nin Filistin üzerine çok açık ve uluslararası görünür bir duruş edinmesi gerektiğini düşünüyorum. Forum’da şimdiye kadar çok doğrudan yapmasak da barış için mücadele ediyoruz. Toplumsal Hareketler Meclisi, Irak’ın işgaline karşı bir dünya protestosu çağrısı yapmıştı ve bu kez protestolar için kendimizi kısıtlamamız gerektiğine inanmıyorum. Filistin sorunu tüm uluslararası ilişkileri zehirleyecektir.

TerraViva: Bu saldırının, Barack obama ABD Başkanlığı’nı devralmadan önce bir şeyler elde etme denemesi olarak başlatıldığına inanıyor musunuz?

Santos: Evet. Bu saldırı İsrail devleti tarafından daha önceden planlanmış bir provokasyondu. Uluslararası medya hiç bundan bahsetmedi. Ateşkesin ilk ihlali (Gazze hükümeti ve İsrail arasındaki) Kasım başındaydı ve bir İsrail bombardımanıylaydı. Buna cevaben, Hamas (Gazze’yi yöneten örgüt) ateşkesin yeniden müzakere edilmesini talep etti, İsrail bunu reddetti. İşte böyle başladı.

İsrail’in üç doğrudan hedefi var. Birincisi iç siyasetle bağlantılı. Ülkeyi yöneten merkez-sağ koalisyon tehlikede ve seçimdeki liderliğini geri kazanmak istiyor. İkincisi, ordu 2006’da Lübnan’a saldırdığında Hizbullah’tan aldığı bütünlüklü yenilgiyi halka unutturmak istiyor. Üçüncü hedef ise Obama yemin etmeden önce bir oldubitti oluşturmak.

Gazze’yle igisi olmayan bu saldırganlık savaşına nende olan üç faktör bu. Bu imhadır. Aylar önce, İsrail Savunma Bakanı Yardımcısı Matan Vilnai, Gazze halkını İbranice’de soykırım anlamına gelen Sho’ha kelimesiyle tehdit etmişti. Bu aylar önce duyuruldu. Bu korkunç, çünkü Yahudi halkının Avrupa’daki “Sho’ha”nın kurbanı olduğunu fark etmiyorlar ve tarih “nihai çözümlerin” daima bunları uygulamayı deneyenlere döndüğünü gösteriyor.

TerraViva: Bunun dışında bir yol var mı?

Santos: Çok ciddi şeyler oluyor. İsrail devletinin mevcudiyetini daima savunmuş kişiler, şimdi kendi kendilerine bu koşullara rağmen –tekrar ediyorum, bu koşullarda- İsrail devletinin varlık hakkının devam ettirilip ettirilmeyeceğini soruyorlar. Şu dikkat çekicidir ki, İsrail’in kuruluş metinlerini okuduğunuzda, Ben Gurion ve Golda Meir’in yazıları gibi, devletlerinin daima işgal altında tuttuklarının direnişiyle karşılaşacak bir işgal devleti olduğunu ve bu nedenle hiçbir zaman barış olmayacağını anladıklarını gerçekten açık biçimde göreceksiniz.

İki devletli çözüm bunu imkânsız yapan olaylarla, batı Şeria’da çok fazla Yahudi varlığı olmasıyla olumsuzlanan bir ikiyüzlülüktü. WSF, küresel kriz bağlamında buluşursa ciddi problem olacak ve Uluslararası Divan veya WSF Meclisi’nden bir duruşla ortaya çıkmadık. Korkum insanların Forum’un hiçbir şey yapmadığı izlenimiyle ayrılmaları. Oylamayı teklif etmemin nedeni bu.

TerraViva: Bu oylamanın nasıl gerçekleşmesini teklif ediyorsunuz?

Santos: Uluslararası gazetelerin yaptığı gibi: Elektronik ortamı kullanarak. The Sunday Times geçtiğimiz günlerde, Güney Afrika’daki ırk ayrımı (apartheid) günlerinde yaptığı gibi okurlarına İsrail’e karşı bir ambargodan yana olup olmadıklarını sordu.

TerraViva: Ama Forum’da oylama karmaşık olacaktır.

Santos: Her gece bir elektronik oylama işlemi olabilir. Bunu yapmak çok kolay. Dünyanın temsilcileri olmadığımızı söylüyorum. Tabii ki değiliz, ama yüz binimiz orada. Uluslararası Divan hiçbir zaman bunu kabul etmeyi istemedi. Bunu dikkate almadı bile. Fakat bu 2003’ten beri söyleniyor.

Forum geleneksel medyadan o kadar ilgi almaz. Bu sansür nedniyle mi, profesyonellikten yoksunluk nedeniyle mi yoksa Forum açık bir şekilde geçerliliğini mi yitirdi?

Bu, uluslararası bağlamda medyanın gücünü veren önemli bir sorun. Anaakım medya küresel kapitalizmin ilerici politikalara karşı muazzam bir aracı. Medyanın an itibarıyla Latin Amerika genelindeki ülkelerdeki değişime aleyhtar olduğunu görebilirsiniz. Forum’da medyanın yokluğu zayıf yönlerimizi oluşturmamalı. Bir açıdan WSF şirket medyası için bir değişiklik, orijinallikti çünkü Davos Ekonomik Forumu’na alternatif olarak, bir ters ayna olarak çıkmıştık.Bu, medyanın ilk iki foruma merak duymasını sağladı. Forumun karşı hegemonik bir eğilimi olduğunu fark ettiklerinde ilgilerini yitirdiler.

Bizim seyrimiz için, en önemli şey alternatif medya, özgür basın. Bu kez Belem’de özgür medya dünya forumu yapılacak. Bolivya ve Ekvador’da çok çalıştım ve size diyebilirim ki örneğin halk radyoları, alternatif basın, halkı ilerici biline eriştirmek için ortamdır. Koşulları tersine çevirmeliyiz. Forum’un iletişim stratejisi hiçbir zaman güçlü yanı olmadı, ama şimdi WSF’nin tüm ağırlığımızı halka farklı bilgiler vermek için mücadele eden alternatif medyaya, özgür basına vermememiz halinde ileri gidemeyeceğimizin farkında olduğunu düşünüyorum.

http://ipsterraviva.net/tv/wsfbrazil2009/currentNew.aspx?new=1245 adresine yer alan ve Alejandro Kirk tarafından gerçekleştirilen söyleşiden çevrilmiştir.

0 Responses to Boaventura de Sousa Santos: Dünya Sosyal Forumu alternatif medyaya öncelik tanımalı

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi