İsrail solu 2000’de ölmüştü. O zamandan beri cesedi, Salı günü ölüm belgesi çıkarılıp, imzalanıp, mühürlenip teslim edilene kadar gömülmeden aylakça yatıyordu. 2000’in celladı aynı zamanda 2009’un mezar kazıcısı oldu: Savunma Bakanı Ehud Barak. Cenaze iki gün önce kaldırıldı.
İsrail solu öldü. Son 9 yıl boyunca boşu boşuna barış kampı adını aldı. İşçi Partisi, Meretz ve Kadima kendi adlarına konuşma iddiasındaydılar, ama bu kandırmaca ve düzenbazlık. İşçi Partisi ve Kadima iki savaş yaptı ve Batı Şeria’da Yahudi yerleşimleri kurmaya devam etti; Meretz her iki savaşı da destekledi. Barış öksüz kaldı. Karşı tarafta konuşacak kimsenin olmadığı ve bunun tek cevabının kuvvet kullanmak olduğunu düşünmeleri için yanlış yönlendirilen İsrailli seçmenler, seçimde sözlerini açıkça söylediler: İşçi Partisi ve Meretz için tasfiye satışı. Bu partilere kazandıkları bir miktar oyu veren sadece ataletin, eylemsizliğin gücü. Bunun olması için başka sebep yok. Soldan zorlukla bir protesto gelmesinin üzerinden yıllar sonra ve şehir meydanı, Sabra ve Şatila’dan sonra öfkelenenle aynı meydan sessizdi, bu protestosuzluk oy sandığına da yansıdı. Lübnan, Gazze, çocuklar, misket bombaları, beyaz fosfor ve işgalin tüm gaddarlıkları korkakça sokağın üzerine bırakıldı. Her ne kadar sol fikirler merkezde ve hatta bazen sağda ayağını basacak yer bulduysa da, Eski Başbakan Ariel Sharon’dan Başbakan Ehud Olmert’e kadar herkes eskiden radikal olarak değerlendirilen bir dilde konuşuyorlar. Ama eller sağın elleriyken sesler solun sesleri.
Bu maskeli balonun kenarlarında başka bir sol bulunuyor, marjinal sol, kararlı ve cesur, ama ufacık ve meşrulaştırılmamış. Bunun ve solun arasındaki fark sözüm ona Siyonizm. Hadash, Gush Shalom ve bunlar gibi diğerleri kamp dışında. Neden? Çünkü Siyonist değiller.
Ve bugünlerde Siyonizm ne? Farklı bir gerçeklikte doğan geçmişe ait ve modası geçmiş bir anlayış, izin verilenle yasaklanan arasındaki farkı işaretleyen muğlak ve gerçek dışı bir anlayış. Siyonizm arazilere yerleşmek anlamında mıdır? İşgal midir? Tüm şiddet içeren ve adaletsiz eylemlerin meşrulaştırılması mıdır? Sol, kekeleyerek söyledi. Siyonizm’in, hatta işgal Siyonizm’inin eleştirisi olan her açıklama, solun yıkmaya cesaret edemediği bir tabuyu dikkate aldı. Sağ, Siyonizm’de bir tekel kaptı, solu kendi ukalalığıyla baş başa bıraktı.
Yahudi ve demokratik bir ülke mi? Siyonist sol, kendi önceliğini vermeye cüret etmeden otomatik olarak “evet” dedi. Tüm savaşlara meşrulaştırma mı? Siyonist sol yine kekeledi, başlangıcına evet devamına hayır veya buna benzer şeyler. Mülteci sorununu çözmek ve geri dönüş hakkı mı? 1948’deki kabahatin kabulü mü? Sözü edilmez. Bu sol kesinlikle yolunun sonuna vardı.
Anlamlı bir sol isteyen her kimse önce tavan arasındaki Siyonizm’i havalandırmalı. Ana akımdan ortaya çıkan Siyonizm’i yeniden tanımlamaya cesaret eden bir harekete kadar, burada geniş bir sol olmayacak. Hem solcuların hem de Siyonistlerin sağcıların tanımlamalarıyla uzlaşma içinde olmaları olası değil. Yerleşimlerin Siyonist ve meşru olduğunu, onlara karşı mücadelenin de olmadığını kararlaştıran kim?
Bu tabu yıkılmalı. Bugün çoğunlukla tanımlandığı gibi, Siyonist olmamak hoş görülebilir. Yahudilerin devlet haklarına inanmak ve işgalle bağlantılı Siyonizm’e karşı çıkmak hoş görülebilir. 1948’de olanların gündeme gelmesi, adaletsizlik için özür dilenmesi, kurbanların rehabilite edilmesi için harekete geçilmesi gerektiğini belirtmek hoş görülebilir. İlk gününden itibaren gereksiz bir savaşa muhalefet etmek hoş görülebilir. İsrailli Arapların Yahudilerle aynı kültürel, sosyal ve ulusal hakları olduğunu düşünmek hoş görülebilir. Bir işgal ordusu olarak İsrail Savunma Güçleri’nin (IDF) görünüşü hakkındaki rahatsız edici soruları çoğaltmak, yükseltmek hoş görülebilir ve hatta Hamas ile konuşmak da hoş görülebilir.
Tercih ederseniz bu Siyonizm, tercih etmezseniz Siyonizm değil. Her halükârda, İsrail’in yıllarca sağın deliliklerinin kurbanı durumuna düşmesini görmek istemeyen bu kişiler için bu mantıklı ve olmazsa olmaz. İsrail solunu isteyen herkes Siyonizm’e, sağın tamamen kontrolünü aldığı Siyonizm’e “yeter” demeli.
http://www.haaretz.com/hasen/spages/1063597.html adresine yayımlanan yazıdan çevrilmiştir.
0 Responses to Gideon Levy: Siyonizm her şiddet eylemini ve adaletsizliği mazur gösterir mi?