Aniden hepimiz aynı fikirdeyiz: Gazze’deki son savaş bir başarısızlıktır. Kibar tavır, bunun sakatlıklarını listelemek için. Yanar dönerler savaşın “başarılarının” hesapsızca tüketildiğini söylüyor, solcular savaşın “hiç başlamamalıydı” diyor, sağcılar ise “daha geç bitmeliydi” diyecek. Ancak şunda hepsi hemfikir: Tökezlemeydi.
Çünkü savaşın sadece 13 İsraillinin ölümüyle neredeyse masrafsız olduğunu dikkate alıyoruz, bu 36 yıl içinde ardından Araştırma Komisyonu oluşturulmayan ilk savaş olacak.
Tabii ki bu tökezleme sadece kendisinden öncekiler kadar ciddi, ancak öldürüldüğümüzden çok öldürdüğümüz, aldığımız hasardan çok hasara neden olduğumuz için hiçbir şey araştırılmaya değer görülmüyor. Tamamen beyhudeydi: hiçbir gelişme kaydedilmedi, hiçbir amaç başarılmadı, hiçbir şey. Caydırıcılık yeniden kurulmadı, Gazze’ye gizlice sokulan silahlar durdurulmadı, Hamas zayıflatılmadı ve kaçırılan İsrail askeri Gilad Şalit serbest kalmadı. Bu konularda hepimiz hemfikiriz.
Üstelik büyük bir bedel ödedik: Hamas daha güçlü, canı yakılan Filistin halkı bize karşı çok daha nefret dolu ve İsrail dünya kamuoyunda dışlanmış olarak görülüyor. Bunu, Ankara’da bir İsrail takımının maç yapacağı basketbol salonundaki arbedede ve İsrail’in haydut devletlerin sonuncusu olarak Malmö’de İsveç’le yapacağı Davis Cup tenis karşılaşmasına seyirci girişinin yasaklanmasında gördük.
Kimse bunların hesabını vermek zorunda değil, ne bu aptalca savaşı başlatan siyasetçiler ne de onların taşeronu olan ordu komutanları. Kimse sorumlu tutulmayacak, yargılama denemelerine aldırmayın. İsrail’in saldırganlığı ve berbat savaş makinesi küçücük bir çentik kadar bile cezasını çekmeyecek.
Ya bu cehennemi kâbusun kenar çizgilerinde oturan amigolar? Belki de en azından onları mı sorumlu tutmalıyız? Televizyon stüdyolarında ve gazete masalarında oturdular. Haa, eleştirmenler nasıl da coşkulu ve telaşlı bir heyecan içindeydi. Teşvik edilmiş ve kışkırtılmış, sıkıştırılmış ve baskı uygulanmışlardı, çok daha fazla savaş diliyorlardı. Aylar boyunca kalplerinin arzusu, “geniş çaplı operasyonları” için gürültü çıkardılar. Dilekleri gerçek olduğunda alkışla desteklediler ve coşkuyla ıslık çaldılar.
Davranışlarını hafife almayın. Cılız siyasetçiler ve silik yetkililer üzerinde muazzam etkiye sahip olabiliyorlar. “Üzerlerini çizelim” şeklindeki bariton sesleri ülkenin bir ucundan diğer ucuna yankılandı. Bunun, emsalsiz biçimde doğru ve başarılı bir savaş olduğunu iddia ettiler. Görkemli askeri manevraları ağız tadıyla yazdılar, dehşeti insafsızca sakladılar, var olmayan bir düşmana karşı savaşı çift taraflı bir savaş, birliklerin su götürmez avantajlarını gerçek bir mücadele, biçare bir halka karşı yürütülen askeri manevraları başarı olarak sundular.
Hâlâ bir önceki başarılı dehşet gösterilerinden, ikinci Lübnan savaşından kalan köpüklerle kaplı olan ağızlarıyla stüdyolarında göründüler. Lübnan savaşına dair yayınları tiksindirici bir yenilgi olan emekli generaller ve Tarzan eleştirmenler, aynı klişeleri ve propaganda emirlerini yeniden kullanıma soktular. Kimse, önceki başarısızlıklarından sonra onları değiştirmeyi düşünmedi. Hiçbir şey öğrenmediler ve hiçbir şey unutmadılar ve büyük çoğunluğumuz cennetten gelmişler gibi sözlerini kafamızı düşüncesizce aşağı yukarı sallayarak onayladık.
Deja vu çaktı: Bir kez daha, ikinci Lübnan savaşından sonra olduğu gibi bir zamanlama sorunuyla ancak sona erdikten sonra aniden savaşın en büyük eleştiricileri haline geldiler.
Pişmanlık göstermeden ve daha fazla kibirle, göklere çıkardıkları savaşın başarısız olduğunu arsızca kabul ettiler. Neden başarısız oldu? “Çünkü yeterince insan öldürmedik” şekline açıkladılar. Eğer biraz daha destek çıksaydık ve 200 çocuk daha öldürseydik ya da 500 kadın daha katletseydik zafer kazanacaktık.
Hiçbiri savaş devam etseydi ne olacağını sorgulamıyor. Gilad Şalit serbest mi kalacaktı? Hamas beyaz bayrak mı sallayacaktı? Filistin halkı Siyonist harekete mi katılacaktı?
Şimdi bir sonraki ziyafete hazırlanın.Şimdiden, hangisi önce gelirse, Gazze veya Lübnan’daki yeni savaş için yaygara koparmaya başladılar. İstedikleri şeyi aldıklarında stüdyolarına dönecekler. Başlangıçta savaşa desteklerini sunacaklar ve sonra ona karşıymış gibi görünecekler.
Kimse aşağılık davranışlarından onları sorumlu tutmayacak ve yeryüzünde yeni hiçbir şey olmayacak.
Gideon Levy: İsrailli gazeteci, Haaretz gazetesi köşe yazarı
http://www.haaretz.com/hasen/spages/1070476.html adresinde yayımlanan yazıdan çevrilmiştir.
0 Responses to Herkes hemfikir: Gazze’deki savaş bir başarısızlık