Content feed Comments Feed

Sukant Chandan, 2010 Dünya Kadınlar Günü’nde, Filistinli devrimci Leyla Halid ve yine Filistinli devrimci ve Gazze sakini Shireen Said ile görüştü.

Leyla Halid: “Filistinliler’in birleşmesinde Filistinli kadınların köklü bir rolü vardır.


Filistinliler’in uğradığı zulüm, öncelikle, Siyonist devletin ABD’den aldığı finansal, diplomatik ve askeri yardıma, ikinci olarak da, bölgedeki Batı destekli ülkelerin boyun eğişlerine bağlı olarak devam etmekte. Siyonist devletin uzun süredir sahnede görülmeyen kardeşinin –Irkçı Güney Afrika devleti– düşüşünden sonra, muhtemelen Filistin mücadelesi dünyada önde gelen ve en güçlü anti-emperyalist mücadeledir. Bu nedenle, kendilerini, ailelerini, toplumlarını ve uluslarını emperyalizmden kurtarmak için girişilen mücadelede kadınların ne rol oynayabileceğini göstermek adına Filistinli kadınlar merkezi bir örnek teşkil etmekte.

Leyla Halid, Filistin mücadelesine dünyanın dikkatini 1969 ve 1970’de yoldaşlarından biri hariç kimsenin ölmediği iki uçak kaçırma olayı vasıtasıyla çekti. Öldürülen kişi Nikaragua asıllı Amerikalı Patrick Arguello’ydu. Halid, 1973’de yazdığı “Benim Halkım Yaşamalı” isimli otobiyografisinde, bu uçak kaçırma hikâyesini anlatıyor:

“27 yaşında, üç çocuk babası, ABD San Francisco doğumlu Nikaragua vatandaşı Patrick Arguello’nun öldüğü duyuruldu. Filistin’den dünyanın yarısı kadar uzak mesafedeki birini bu tehlikeli görevi üstlenmek adına harekete geçiren şey neydi? Patrick, devrimci bir komünistti. Onun bu cesur eylemi uluslararası dayanışmanın güzel bir işaretiydi. Yaşamdan bir alev söndürüldü; bu alev bir anlığına da olsa dünyayı yaktı, Filistin’e dönüş yolunda bir iz bıraktı. Arguello yaşıyor, benim insanlarım da, devrim de!”

Halid, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki zaman zarfında halen ilham verici ve etkileyen, anti-emperyalist solcu kadınlardan biri olarak yaşamına devam ediyor. Halid, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) merkezi komite üyelerinden biri olmasının yanında, Filistin Ulusal Konseyi’nin bir temsilcisi olarak, bugün halen Filistin devriminin liderliğinde faal bir şekilde yoluna devam ediyor.

90’ların ortasından beri, Filistin devriminde İslamcı Hamas’ın yükselişi, birçok insanın, Leyla Halid, diğer Filistinliler ve Lübnanlı komünist direnişçi Souha Bechara gibi Arap devrimcilerden ziyade, Hamas’ın İslami mücadelesinde birleştiği manasını taşımaktadır. Ancak, yakın tarihte FHKC’nin 70 bin civarında insanı toplayan Gazze’deki 42. kuruluş yıldönümü mitingi, Filistinli devrimci sol profilini ve aynı zamanda kadının rolünü arttırdı: Shireen Said adında FHKC’li genç bir kadın sahneye çıktı, askeri kıyafetler içinde bir selam verdi ve erkek yoldaşının yanı sıra mitinge eş başkanlık etti. Yazarla yaptığı röportajda, 1985’te, ilk intifadayı başlatan “taş çocuklar” diye anılan Cebaliye mülteci kampında doğduğunu belirterek, geçmişi hakkında ufak bilgiler verdi. “Çocukluk anılarım çoğunlukla ilk intifadadan ibaret.” Gençlik yıllarının başlarında, FHKC ile bağlantılı olan öğrenci hareketlerinden birine dahil oldu.

Said daha sonra kendisi hakkında daha fazla bilgi verdi:

“Lisans diplomamı El-Aksa Üniversitesi Spor Bölümü’nden aldım. Öğrenci kolektifinde sekreterlik görevine gelene dek, birçok yoldaşla beraber İlerici Öğrenci İşçi Cephesi’nde çalıştım. Gazze’de, üniversitede yapılan demokratik seçimlerle bu göreve gelen ilk kadındım. Mezuniyetimden sonra, kadınların özgürlüğü, onları bir araya getirmek ve ulusal ve demokratik reformun her alanında kadınları erkeklerle eşit tabana koymak için ilerici feminist hareketin bir parçası olan Filistinli Kadın Sendikası’nın meclislerinde çalıştım. Gençlik konularında bir aktivist olarak, resmi olmayan oluşumlardaki profesyonel işimin yanı sıra, Filistinci İlerici Gençlik Sendikası’nın yönetim kurulu üyesiyim ve El-Ezher Üniversitesi’nde Eğitim üzerine yüksek lisansımı yapıyorum.”
Dünya çapında birçok genç kadın gibi, Shireen Said de Leyla Halid örneğinden esinlenmişti:

“ Gayet tabii ulusal ve uluslararası bir mücadeleci olarak Leyla Halid, özgürlük, toplumsal adalet ve kendileri ve gelecek nesiller için bağımsız mamur bir yurt arayışı içindeki kadınlara ilham vermiştir.”

Said’in kendi hakkında söylediklerine tepkisinin ne olduğu sorulduğunda, Halid yanıtladı:

“Şayet biri beni direnişin sembolü olarak görüyorsa, bu beni onurlandırır, mücadele uğruna bana daha fazla güç verir. Herhangi biryerde haklı bir sebep uğruna mücadele eden bir kadın görmek, halkım için bana umut ve cesaret veriyor. Filistin’de yahut başka bir yerde kadınlar mücadele uğruna hayatlarını veriyorlar.”

Leyla Halid, Said’in de içinde bulunduğu birçok Filistinli kadın için, kararlılığın ve halkları için mücadelede fedakârlığın sembolüdür.


“Yoldaş Leyla ile hikâyem anaokulunda, intifada, şehitler ve Leyla, Hassan Kaffani ve Wadi Haddad gibi kahramanlarımıza dair marşlarımızı öğrendiğimde başladı. İçimde, Leyla’ya olan ilgimi ve sevgimi büyütürken, onun hakkında her şeyi bilmek istedim. Onunla tanışma şansına nail olamamama rağmen, o bana ilham verdi ve ben onunla gurur duyuyorum. Bir kadın olarak, mücadelenin en zorlu safhalarında erkeklere katılmaktan onu kimsenin alıkoyamayacağını ispatladı, bundan dolayı yoldaş Leyla, ben ve birçok kadın için örnektir.”

Said: Mesaj vermek istedim

Bu tarihi anda, Filistinli devrimci solun ilkeleri ve maneviyatının esaslı bir bölümü –ki büyük ölçüde Batılı fikir ve standartların yabancısı ya da gereksiz bir ithalatı olan- gelenekçi Müslüman ve Arap toplumundan gelen birçok kişi tarafından ortaya konur; bu nedenle Said’in FHKC mitingine katılımı kolay bir seçim değildi:

“Bizim muhafazakâr ve gelenekçi toplumumuza bağlı olarak bu kadar büyük bir izleyiciyle karşılaşmaktan korktum, aynı zamanda genç bir Filistinli kadının böylesine bir mitingde askeri kıyafetler giydiği ilk seferdi, ama yine de bunu tecrübe etme konusunda ısrarcıydım.”

Said, kararının geçen yılın başlarındaki barbar Siyonist saldırılar süresince Gazze’deki kitlelerin sadakati ve direnişiyle nasıl karşılandığını anlattı:

“Ocak 2009’da Gazze’deki Siyonist katliamların anıları insanların zihinlerinde ve kalplerinde hala diridir, bu nedenle bir mesaj vermek istedim, bütün ölümlere, yıkıma ve Siyonist savaş terörüne rağmen, kurtuluş ve özgürlük yolumuz olan direnişte erkeklerimizin ve kadınlarımızın omuz omuza nasıl dimdik durduğunu göstereceğiz. Mitingde, şahsımın bu mesajı televizyon ve internet üzerinden dünya çapında milyonlara iletilmesi açısından çok memnun oldum. Aynı zamanda ailem de benimle çok gururlandı.”

Halid, yüzlerce Filistinli kadın tutsağı savunmanın önemini vurguladı:

“Özellikle İsrail hapishanelerindeki kadınları düşünüyorum, oradaki kadınlar işgalin zulmünün ve işkencesinin kanıtıdır ve aynı zamanda cesaret ve güç örnekleridirler.”

Dünya Kadınlar Günü’nde dünya üzerindeki kadınlara mesajının ne olduğu sorulduğunda; Said yanıtladı:

“Öncelikle kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadele bayrağını tutan tüm kadınlara selam göndermek ve onlara, yolumuzun çok uzun ve zorlu olduğunu ve iyi düşünülmüş stratejiler gerektirdiğini söylemek istiyorum. Kapitalist sistemin kadınlara zulmettiğini, sömürdüğünü ve onları onurlarından uzaklaştırdığını unutmamamız gerekir. Bu nedenle, tıpkı sona ulaşmak adına en iyi araç olan, birleşik ve güçlü devrimci solu ileri taşımak gibi insani ve ilerici politik değerlerimize bağlı kalmalıyız. Bu, kendimiz, ailelerimiz ve çocuklarımız için özgürlük, eşitlik ve toplumsal adalete ulaşmak için tek yoldur.”

Son olarak Halid’in mesajı Filistin’in kadınlarına, özellikle de Batı Şeria ve Gazze’dekilere ve onların fraksiyonları, bilhassa Hamas ve El Fetih’i birleştirmekteki, FHKC’nin merkezi rol oynadığı uzlaşma ve birlik sürecindeki rollerine odaklanıyor:

“Bu politik atmosferde en önemli mesele halkımızın işgal terörüne göğüs germek üzere birleşmesi ve birliğin ana prensibi işgalle savaşmak olmalı. İşgalle savaşmak, Filistinli fraksiyonların birliğini gerektiriyor. Filistinli kitlelerin, demokratik ve sivil vasıtalar aracılığıyla başta Hamas ve El Fetih olmak üzere Filistinli fraksiyonlara birlik için baskı oluşturmaktaki rolünü kavramamız önemli. Filistinli kadınlar, birçoğunun aileleri bölündüğünden söz konusu ayrışmalardan olumsuz etkileniyor; Filistinli kadınların, Filistin mücadelesindeki birlikte ve birliğin başarılmasındaki rollerinin farkına varmalarının gerekliliği konusundaki ısrarımın nedeni de bu.”

http://mrzine.monthlyreview.org/2010/ks080310.html adresinde yayımlanan söyleşiden çevrilmiştir.

0 Responses to Filistin’de yeni Halidler doğuyor

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi