Geçmişte İran’ın komünist partisi olarak bilinen ancak Musaddık rejimine karşı yapılan darbe sonrasında giderek güç kaybeden, şu anda da illegal biçimde varlığını devam ettiren Tudeh, İran’da başkanlık seçimleri sonrasında devam eden gösteriler ve dini lider Ali Hamaney’in Cuma günü yaptığı açıklamaya dair bir bildiri yayınladı. Yayınlanan bildiride, tüm ilerici güçlere baskı rejimine karşı mücadeleyi birleştirme çağrısı yapıldı:
Şiddetin ve tehdidin dili, haklı mücadelelerinde halkı durduramayacak
İran’ın zinde halkı!
Son günlerde yükselen protesto hareketinin ve İran’ın küçük ve büyük şehirlerinde devam eden kitlesel gösterilerin ortasında Cuma günü Tahran’da Cuma namazında dini lider (Ali Hamaney – ç.n.) sadece gerçeği çarpıtarak kuklalarının darbesini savunup Açık biçimde Ahmedinejad yönetimini desteklemedi, aynı zamanda halkı ve 10. başkanlık seçimlerindeki adayları da tehdit etti. Onun konumu ve seçimler ve sonucunun rejimin “mutlak zaferi” olarak sayılması ve “yasadışı tuhaflıklara” izin verilmediği noktasına yaptığı vurgu, güçlü halk hareketinin ciddi biçimde rejimin kanını dondurduğunun işaretini veriyor ve rejim bu hareketi frenlemek için tüm kaynaklarını ve gücünü kullanıyor. Ali Hamaney’in Tahran’daki Cuma namazında belirttikleri, Velayet-e-Faqih (İslam Hukuku Muhafızları; İran’da İslam rejiminin temelini oluşturan en önemli kurumlardan – ç.n.) rejiminin resmi politikaları nedeniyle beklenmeyen şeyler değildi. Bu politika adeta kitlesel protestoların ve gösterilerin ilk gününden beri izlenmekte ve titizlikle uygulanmakta. Halkın kanla bastırılması, çok büyük ve anlamlı gözaltılar, hareketin gücünü çeşitli yöntemlerle zayıflatma denemeleri, reformcuları ve özgürlük savaşçılarını bölme ve halk hareketindeki reform destekçisi bireylerin direncini kırma çabaları, söz konusu politikanın çeşitli unsurları ve parçaları.
Reform isteyenler, özgürlük sevdalıları ve ilerici partiler ile güçler!
Devam eden güçlü protesto hareketi, egemenlerin tepkilerine ve zorbalara meydan okumakta. Halkın sonsuz gücü, halkın taleplerini gerçekleştirmesi yani seçim sonuçlarının iptali için en anlamlı destektir. Dini liderin Cuma hutbesinde bu etmeni vurgulamasının yani diğer her şeyden çok halkın gücünü vurgulamasının ve reform destekçisi liderlerden kendilerini halktan ayırarak onları evlerine göndermelerini isteyerek bu liderleri açıkça tehdit etmesinin nedenlerinden biri de bu. Dini liderin bu duruşunda veya hilekâr taktiğinde göz ardı edilemeyecek çok önemli bir nokta var. Dini lider önderliğindeki darbe faillerinin amacı şu ana kadarki görkemli direnişleriyle halk hareketini etkili biçimde güçlendiren ve yönetenlerin kuvvetini yenilgiye uğratan reformcular arasında bir bölünme yaratmak. Halkın ve kaygılı milyonlarca İranlının haklı olarak sabır, birlik ve reform destekçisi güçler ile özgürlük savaşçıları arasındaki ittifak ve dayanışmayı güçlendirmeye çağrılmasının nedeni bu. İhtilaf yaratacak eylemlerden şüphesiz ki kaçınılmalı; gösterilere veya her biçim ve şekildeki protestolara çağrılar eşgüdümlü ve birleşik olmalı, her çeşit dağınıklığın karşısında durulmalı.
Hareketin gücü, onun birleşik eyleminden gelir. Dini liderin reform destekçisi güçleri bölme ve birbirinden uzaklaştırma entrikası ancak eşgüdüm, uyum ve eylem birliğiyle yenilebilir. Görünen o ki, dini liderin ve darbe faillerinin güçlü entrikaları açıkgöz bir şekilde ve kitlelerin gücüne güvenerek yenilgiye uğratılmalı. Rejimi geri çekilmeye zorlayan şey, yasaların ve hakların açıkça ihlalini protesto eden kitlelerin aralıksız ve güçlü varlığı. Halk hareketinin meşru protestosunun güçlü sesi hem ülkede hem de tüm dünyada her zamankinden daha fazla yankılanıyor. Savaşkan halkımızın bu sesi daha güçlü bir şekilde yankılandırmasını diliyoruz.
İran’ın savaşçı halkı,
Dini lider baskı altına almak için tehdit etmekte. Bu türden tehditler halkımız için yeni değil. Onlar, rejimin gerçek baskıcı doğasını ve bu bilinçle hakları için mücadeleyi adımlıyorlar. Kahraman İran halkının da dahil olduğu dünya üzerindeki tüm ulusların mücadele deneyimi, bu baskı, öldürme ve zor kullanmanın gücün göstergesi olmadığının ispatıdır. Diktatörler, şiddet kullanarak ve insanları öldürerek güçsüzlüklerini gösterirler. Dini liderin Cuma namazında özetlenen resmi konumu ve politikası bu noktanın bir istisnası değildir. Dini lider, hiçbir şekilde güçlü bir duruştan kaynaklanmayan bir şekilde halkı ve reformcu adayları (Musavi ve Karrubi) bastırmakla tehdit ediyor. Güçlü halk dalgasına karşı ellerinde bulunan devasa kaynaklara rağmen dini liderin ve darbe faillerinin durumu aşırı derecede zayıf. Bu nedenle barışçıl mücadele ve birçok sokağı kaplayan, kökleri ulusumuzun yaygın ve devrimci geleneğinde olan gösterileri ve oturma eylemlerini içeren direnişin bileşimiyle, karşı tepki geri adım atmaya zorlanabilir.
El ele ve birleşik biçimde, seçim sonuçlarının iptali, son eylemlerde tutuklananların ve aynı zamanda politik tutukluların serbest bırakılması, insanların öldürülmesi emrini verenlerin ve öldürenlerin yargılanması ve cezalandırılması, seçim darbesini planlayan ve uygulayanların bildirilmesi ve yargılanması talebiyle dini lidere ve karanlık düşünceli darbe failleriyle mücadeleye ve karşı karşıya gelmeye devam edeceğiz.
İran Tudeh Partisi Merkez Komitesi
19 Haziran 2009-06-21
http://www.tudehpartyiran.org/TPI-CC-statement-election-No5-19June09.pdf adresinde yayımlanan bildiriden çevrilmiştir.
0 Responses to Tudeh’ten birleşik mücadele çağrısı