Hindistan'ın Keşmir bölgesinde devam eden işgal ve savaşın sona ermesi çağrısı yapan yazar Arundhati Roy, Keşmir'in kendi kaderini tayin hakkını savunan 26 politik yapının oluşturduğu Hurriyat isimli cephenin lideri Syed Ali Shah Geelani ile birlikte katıldıkları "Keşmir nereye? Özgürlük mü, esaret mi? başlıklı panelde yaptığı konuşmada "nefret söylemi"nde bulunduğu gerekçesiyle Delhi polisi tarafından gözaltına alınma riski altında. Hindistan Adalet Bakanı Veerappa Moily de, "kimsenin halkın vatanperver hassasiyetlerine uymamazlık edemeyeceğini" belirterek Roy'u hedef gösterenler arasında. Roy, bundan birkaç ay önce de Maoist (CPI-Maoist) gerillaları desteklemek ile itham edilmişti. Hedef gösterilmesinin ardından Roy tarafından yapılan açıklama ise şu şekilde:
"Bu yazıyı Srinagar, Keşmir'den yazıyorum. Bu sabah gazetelerde, Keşmir'de düzenlenen son halk toplantılarında söylediklerimden dolayı "isyana teşvik" suçlamasıyla gözaltına alınabileceğim belirtiliyor. Ben, burada milyonlarca insanın her gün söylediği şeyleri söyledim. Diğer yorumcular gibi ben de yıllardır ne yazdıysam ve ne söylediysem onu söyledim. Konuşmalarımın dökümlerini okumakla ilgilenen herkes, bu konuşmaların özünde adalet çağrısı olduğunu görecektir. Ben, dünyadaki en acımasız askeri işgallerden biri altında yaşayan Keşmir halkı için adalete dair bir konuşma yaptı; anayurtlarından sürülme trajedisini sonuna kadar yaşayan Keşmirli Panditler için, ziyaret ettiğim mezarları köyleri Cuddalore'deki çöp yığınları içinde olan Keşmir'de öldürülmüş Dalit (Hindistan'da kast sisteminin en altında yer alan grup, ç.n.) askerler için, bu işgain bedelini maddi bakımdan ödeyen ve şimdi polis devleti haline gelen şeyin dehşetiyle yaşamayı öğrenen Hintli yoksullar için.
Bedenleri geçen yıl evlerinin yanındaki akarsu kıyısında bulunan ve katilleri hâlâ adalet önüne çıkarılmayan Asiya ve Nilofer adlı iki kadının vahşice tecavüz edilip öldürülmesine teğki olarak düzenlene protestolarla 47 gün boyunca bloke edilen Güney Keşmir'deki sevimli Shopian kentine seyahat ettim. Nilofer'in eşi ve Asiaya'nın erkek kardeşi olan Shakeel ile buluştum. Bir gün Hindistan'dan adalet alacaklarına olan iançlarını kaybetmiş olan ve artık tek umutlarının özgürlük olduğuna inanan, keder ve öfkeden deliye dönmüş insan çemberinin ortasında oturduk. Taşları adeta gözleriyle atan genç taş atıcılarla (bir nevi taş atan çocuklar, ç.n.) karşılaştım. Anantnag bölgesindeki üç arkadaşının,üç gencin nasıl da gözaltına alınarak tırnaklarının taş atmalarını cezası olarak çekldiğini anlatan bir gençle seyahat ettim.
Bazıları gazetelerde beni Hindistan'ın bölünmesini isteyerek "nefret söylemi"nde bulunmakla itham ediyordu. Aksine, söylediklerim sevgi ve gururdan geliyor. İnsanların öldürülmesini, tecavüze uğramamasını, hapsedilmemesini veya Hintli olduklarını söylemeye zorlamak için tırnaklarının sökülmemesini istemekten geliyor. Daha adil bir toplum için mücadele eden bir toplumda yaşamayı istemekten geliyor. Yazarlarının fikirlerini dillendirmelerini engellemek zorunda olan devlete acıyın. Toplumsal katiller, soykırımcılar, şirket düzenbazları, vurguncular, tecavüzcüler ve yoksulların en yoksullarını haraca bağlayanlar özgürce dolaşırken adalet isteyenleri hapsetmeye ihtiyaç duyan devlete acıyın."
Roy'un nefret söyleminde bulunduğu suçlamasına gerekçe olarak gösterilen konuşmaya ait video kaydını iki parça halinde aşağıda bulabilirsiniz:
http://mrzine.monthlyreview.org/2010/roy261010.html adresinde yayımlanan açıklamadan yararlanılmıştır.
0 Responses to Ülke farklı, zihniyet aynı