Ramabai Katkar devam eden seçimlerin hevesle farkında. Kendi seçim bölgesindeki oy kullanma gününü, oy kabininin nerede olacağını biliyor ve devam eden kampanyayı bir miktar takip ediyor. Kendi taleplerini ve aday olsaydı ne tür seçim vaatlerinde bulunacağını açık ve net biçimde ifade ediyor.
“Bizim gibi insanlara (fakirlerin en fakirlerine) verilmek üzere BPL Antyodaya kartı olmalı. Tüm kız çocuklarının bisikleti olmalı. Buradan okula nasıl gidecekler? Tüm yoksul insanlar İndira Awaas Planı ** kapsamında ev sahibi olmalı ve emekli maaşları daha iyi duruma gelmeli. Özellikle de bizim durumumuzda olanlar için.”
Onun hissettiği problem şu anki seçim kampanyasının hayatlarına hiçbir şekilde temas etmemesi. 30’lu yaşlarındaki Ramabai, Yavatmal bölgesinde borç altında ve tarımsal krizle ezilen sayısız çiftçi gibi intihar eden kocası Bandu Katkar’ı kaybetmiş. Vidarbha’da Ramabai gibi olan binlerce kadın çiftçi var. Ve eşleri devam eden tarımsal krizde kendi canına kıyınca yıkıma uğrayanların sayısı ülke çapında 100 binden fazla. Ulusal Suç Kayıtları Bürosu’nun (NCRB) verilerine göre 1997-2007 yılları arasında ülkede en az 182 bin 936 çiftçi intihar etti. Söz konusu kayıtlı vakaların yüzde 80’inden fazlasını birçoğu evli ve çocuklu olan erkekler oluşturuyor.
Bu tarım ailelerinin kadınları için intihar sonrası periyot sıklıkla sefil düşme haline gelmiş. Birçoğu eşlerinin ölümünden hemen sonra kocalarının aileleri tarafından evlerinden atılmış. Bu durum, kendilerine ve çocuklarına hiçbir kaynak olmadan bakmaları anlamına geliyor. Aynı zamanda yaşadıkları ve kendilerinin değil kocalarının olan köylerden sıklıkla yalıtılıyorlar. Kadınlardan biri “Burada yabancı olduğumuzu şimdi anlıyoruz ve her gün hatırlatıyorlar” diyor. Birçoğu topraklarının gaspıyla yüz yüze geliyor; bazen komşuları, sıklıkla da eşlerinin akrabaları tarafından. Cinsel ve diğer türden tacizler kocalarının ölümünden çok kısa süre sona başlıyor. Acımasız baskının olduğu yerlerde kadınların da kendi canlarına kıydıkları –bazen çocuklarıyla birlikte- olaylar da görülüyor.
Buna rağmen çok sayıda kadın ve çocuğun, ayakta kalmak ve onurlu yaşamak sıkıntısına karşı muazzam cesaret göstermesi hayranlık uyandırıcı. Birçoğu tüm eşitsizliklere karşı devletten çok az yardım alarak ya da hiç yardım almayarak hâlâ topraklarını işlemeye devam ediyor. Bunların arasında yedisi kız dokuz çocuğu olan kadın çiftçiler de var. 60’lı yaşlarında tarlalarda günde 12-14 saat ırgatlık yapanları da mevcut; Ulusal Kırsal Çalışma Garanti Programı (NREGP) tarafından garanti edilen ücretin yarısından daha azına. Çoğu para değil tahıl karşılığında ağır işler yapıyor. Birçoğu da kocalarının borçlarını kapatmak için topraklarını satıyor. Eyalet hükümetleri tarafından verilen tazminatların büyük kısmına alacaklılar el koyuyor.
Irgatlık ücreti günlük 50 rupi
Kendisiyle aynı durumdaki kadınların çoğu gibi köyü Dahegaon’dan bir şekilde yalıtılmış biçimde olan Ramabai de toprağı tek başına işliyor. Tüm evli kadınlar gibi yaşadığı köy kendinin değil kocasının köyü. Bir kadın çiftçi, “Burada yabancı olduğumuzu şimdi anladık” diyor. Dalit olması, Ramabai’nin tecridini daha kötü hale getiriyor. Kocasının düşük kaliteli 12 dönümlük toprağını işlemeyi denerken her türlü taciz ve engellemeyle karşılaşıyor. 12 dönümlük bu toprakların 6 dönümü ona hiçbir faydası olmayan sözüm ona sulama projesiyle yok edilmiş. Üç küçük çocuğu var ve bunlardan biri okulu şoför olmak üzere bırakmış. Aynı zamanda bakması gereken eşinin anne-babası da var. “Ve taş çatlasa günde 50 rupiye haftanın iki günü ırgat olarak çalışıyorum” diyor.
Siyasetle ilgilenmeye can atıyor. Sadece köyünün muhtarı ve etrafına üşüşen diğer erkeklerin tavırları fırsat verilse seçimlerde yarışacağını açık biçimde söylemesine engel oluyor.
Pada köyü yakınlarındaki Anjubai Gokuldas Busari’nin uğradığına benzer baskılar olamaz. 30’lu yaşlarında olsa da “seçimler ya da başka şeyler vasıtasıyla” hakları için mücadele etmeye hazır ve hevesli. Anjubai de, Vidarbha’daki sayısız kadının mustarip olduğu derde sahip. Hükümet kocası Gkuldas’ın ölümünün “düzmece intihar” olduğunu kararlaştırmış. Yani intiharının tarımsal hacze bağlı olmadığını belirtmiş. Bu, sorumluluktan kaçmaya yarayan zalimce ve kötü bir baştan savma süreci. Bir intihar böyle kaydedildiğinde hükümet, aileyi geçindiren kimsenin kaybından dolayı ailenin zararını ödemek zorunda olmuyor.
Gasp edilmiş toprağın üzerinde yıkılacak gibi duran evinde “Sadece bizim durumumuza bakın” diyor. “Yine de benden daha kötü zorluklarla karşılaşan dullar olduğunu söylemeliyim.” Anjubai, şu anda felce uğramış olan yerel yardımlaşma grubunun bir parçası. Borcunu ödeyememiş ve diğerleri de o geri ödemedikçe kendilerininkini alamaz. “Ayda en fasla 7 ya da 8 gün, günlük 50 rupiye ırgat olarak çalışıyorum” diyor. 5 dönümlük toprağı zararına olan bir anlaşma altında. Burayı eken adam ona ekinin küçük bir bölümünü veriyor. “Bu öyle olmamalı. Ancak seçimlerde bizim taleplerimizin yükseldiğini görmüyorum.”
Aylık gelir 41 TL
Okula giden bir kız ve bir erkek çocuğu olan 36 yaşındaki Rekha Tag, “Geçen yıl eşimin intihar etmesinden sonra Venikota köyündeki eşimin anne-babası tarafından işkenceye uğradım. Daha eşimin cenazesi kaldırılmadan kovuldum” şeklinde konuşuyor. Rekha, üç aileye hizmetçi olarak çalıştığı ve bir çift insana “dabba” emeği hazırladığı Yavatmal kasabasına gitmiş. Toplam geliri ayda 1200 rupi (yaklaşık 41 TL – ç.n.). Çocuklarıyla birlikte oturduğu – bir duvarı gürültülü bir depoyla bitişik olan - küçücük evinin kirası 400 rupi. Adalet için eşinin anne-babasıyla mücadele etmeye hevesli. Ancak gelir idaresi yetkililerine ve polise başvurusu şu ana kadar faydasız olmuş.
Rekha da politik sürece dahil olmaya can atıyor. Talepleri Ramabai’ninkilerle benzer. Sadece içtenlikle şunu söylüyor: “Taleplerimiz tüm dullar için olmalı, sadece tarım dulları için değil.” Ve tüm dullar için 1500 rupiye sabitlenmiş aylık maaş istiyor. Rekha iki kez acı çekmiş. 2001’de de tarımsal krizin bir başka kurbanı olan babası intihar etmiş.
“Aynı deneyimlere sahip olan hepimizin ortak talepleri olduğunu düşünüyorum” diyor. Ocak ayında Panderkauda’da Vidarbha Jan Andolan Samiti (VJAS) *** tarafından organize edilen “tarımsal kriz tarafından dul bırakılanlar” kongresine katılmış. Kongreye kısa bir duyuruyla sadece Yavatmal kasabasından onun gibi 100 civarında kadın katılmış. Rekha, “Örgütlenmeye ihtiyacımız olduğu açık” diyor.
Saikheda köyündeki Rekha Gurnule nispeten iyi durumda. Haklarını kanıtlamış. Aynı zamanda Anganwadi’de ****, aylık 1800 rupiye iş bulmuş. “Kaçtı” diyor intihar eden kocası için, “Ben kaçmayacağım.” 4 yaşında bir kızı ve 5 yaşında bir oğlu var. Rekha’nın kontrolün de bazı şeyler var. Hatta bunlar o kadar çok ki, eşinin anne-babası kendi oğulları varken Rekha’yla yaşamayı tercih ediyor.
Krize kocalarını kurban veren kadınların çoğu politik yükümlülüğün yanı sıra başka bir şeyde daha karar mutabık. Rekha Thag, “Çocuklarımızı çiftçi yapmayacağız” diyor. “Babalarının başına gelen şey tekrar onların da başına gelmemeli.”
Pada’ya dönersek, Anjubai şöyle diyor: “Mücadeleye hazırım. Seçimlerle ya da başka bir yolla. Kendi haklarımızı almalıyız.” Bu kadın çiftçilere yardım eden VJAS’tan Kishor Tiwari yanımızda oturuyor. Tiwari, “Bunun sonuçlarını anlıyor musunuz” diye soruyor. “Bu birçok zorlu mücadele anlamına gelecek.” Anjubai gözünün içine dik dik bakıyor. “Benim gibi insanlar için mücadeleden başka seçenek yok. Tüm hayatım boyunca ne yaptığımı düşünüyorsunuz?”
* Palagummi Sainath: Gazeteci, The Hindu gazetesinin Kırsal Meseleler Editörü, “Everybody Loves a Good Drought” kitabının yazarı.
** İndira Awaas Planı: Tam adı İndira Awaas Yojana olan plan, Hindistan’da yoksulları ev sahibi yapmak amacıyla merkezi hükümet, yerel hükümet işbirliği ile oluşturulan bir kampanyadır
.
*** VJAS: Hindistan’da bir çiftçi savunma grubu
**** Anganwadi: Hindistan’da köylerde, kenar mahallelerde bulunan anne-çocuk merkezleri.
http://www.hindu.com/2009/04/13/stories/2009041355450800.htm adresinde yayımlanan yazıdan çevrilmiştir.
0 Responses to Hindistan’ın tarım dulları