Tunus'ta halk ayaklanması karşısında daha fazla direnemeyerek dün ülkeden kaçan Devlet Başkanı Zine el Abidine Ben Ali, Akdeniz üzerinde karmaşık bir yolculuk gerçekleştirdi. Uçağı önce Libya’nın güneyine giden Ben Ali’nin bir sonraki durağı Paris oldu. Paris’ten kalktıktan sonra İtalya’da yakıt ikmali yapan Ben Ali’nin uçağı son olarak Suudi Arabistan’ın cidde kentine indi. Suudi kralı Abdullah’ın misafiri olarak ülkeye giden Ben Ali’ye, daha önce de 1979 yılında ülkesinden kaçan Uganda diktatörü Idi Amin’e sığınma hakkı tanıyan kral tarafından aynı hakkın tanınması bekleniyor.
Suudi Arabistan’ın resmi haber ajansı Suudi Press Agency’de yayınlanan bir açıklamada Suudi krallığının Devlet Başkanı Ben Ali ve ailesini “iyi karşıladığı” belirtildi. Haberdeki “Devlet Başkanı” vurgusu dikkat çekerken, “teknik olarak” bu durumun doğru olduğunu, Ben Ali’nin ülkeden kaçmasına rağmen şu ana kadar istifa etmediğini hatırlatmak gerekiyor.
Bu durumda Tunus’ta bundan sonra ne olacağına dair tahmin yürütmek için ülkenin anayasasına bakmak gerekiyor. Ben Ali 1987 yılında başbakan olduktan bir süre sonra anayasaya dayanarak o zamanki Devlet Başkanı Bourguiba’nın ülkeyi yönetmek için yeterince sağlıklı olmadığını açıklamış ve kendisi başkanlık koltuğuna oturmuştu. Tunus anayasasında bu durumla ilişkili iki farklı hüküm yer alıyor: Bunlardan 56. madde, yani birincisi devlet başkanının “kalıcı engel”ine dair. 57. madde ise “devlet başkanının ölümü, istifası ya da tamamen ehliyetsizliği”ne dair.
Ben Ali’nin kaçışı, görünüşe göre “kalıcı engel” maddesi ile ilgili ve Başbakan Mohammed Ghannouchi’nin, Ben Ali’nin dönüp dönmeyeceği ile ilgili suskunluğunun nedeni de bu. Ghannouchi, yasal olarak Ben Ali’nin görevlerini üstlenmiş olsa da bu konuda iki şerh mevcut: Ghannouchi, parlamentoyu feshedemez ve devlet başkanının “engeli” sona erene dek mevcut hükümet kalmak zorunda.
Ben Ali, ilginç biçmde ülkeyi terk etmeden önce Ghannouchi hariç bütün hükümeti feshetti. Bu durumda Gahnnouchi’ye muhalefet üyelerinin de yer alabileceği bir “ulusal birlik” hükümeti kurma şansı veriyor.
Ben Ali, alternatif yolu seçer, yani hemen istifa ederse meclis başkanı otomatik olarak devlet başkanı olacak. Bu yol, 45 ila 60 gün içerisinde yeni devlet başkanlığı seçminin yapılmasını da gerektiriyor. Ancak örgütlenmek için az bir zamanı kalacak olan muhalefet, muhtemlen bu durumun gerçekleşmesini istemeyecektir.
Başbakan Ghannouchi de ülkede pek sevilen isimlerden değil. 1999 yılından bu yana görevde olan Ghannouchi, Ben Ali’nin uzun süreli yandaşlarından biri olarak görülüyor. Tunuslu protestocuların onu da devirmeyi istediği konuşuluyor, fakat bunun gerçekleşmesi halinde anayasal konum daha da belirsiz hale gelecek.
Görünürde ideal bir çözüm olmasa da, anayasal sürecin göz önünde bulundurulması halinde Ghannouchi’nin kuracağı geniş tabanlı ve kısa erimli bir hükümetin kötünün iyisi olabileceği düşünülüyor. Ben Ali kısa süre içinde istifaya razı olursa bu durum Ghannouchi’nin koltuktaki yerini sağlamlaştırmasının önüne geçecek ve Nisan-Mayıs ayları civarında seçim imkanı tanıyacak. Ben Ali’nin istifası halinde, anayasaya uygun davranılırsa Ghannouchi’nin devlet başkanlığı rolü de sona erecek.
Diğer yandan, Ben Ali’nin görev süresinin sonu olan Ekim 2014’e kadar istifa etmeyip Suudi Arabistan’da yaşayacağına dair bir kabus senaryosu da var. Bu durum Ghannouchi’ye neredeyse dört yıllık zaman diliminde konumunu pekiştirmesi fırsatını verecek ve Ben Ali’nin kafasında da böyle bir düşünce olabilir.
Ben Ali’yi misafir olarak ağırlamak, Kral Abdulah’a Tunus siyasetini perde arkasından yönlendirme imkanı da tanıyacaktır. Kral Abdullah mesela Ben Ali’nin istifa etmesini ülkesinde kalmasının şartı olarak sunabilir ya da Ben Ali’yi “sürgündeki devlet başkanı” olarak koruyup onurlandırabilir.
http://www.al-bab.com/blog/2011/blog1101b.htm#ben_ali_is_still_president adresinde yayımlanan metinden yararlanılmıştır.
0 Responses to Ben Ali, Suudi kralına sığındı