Content feed Comments Feed

Dizinin bu bölümünde, Neil Faulkner tarafından tarih ilerledikçe üretim alanında ortaya çıkan uzmanlıklar ve bu uzmanlıkların toplumsal ilişkiler ve üretim ilişkileri üzerindeki etkisi irdeleniyor.


Erken Neolitik ekonomi, çözümsüz karşıtlıklarla kaderine terk edilmişti. Teknik, ilkeldi ve müsrifti. Toplumu, doğal felaketler ve zor zamanlar için stokları yoktu. Eski araziler yorulmuşken ve nüfus büyürken bakir topraklar tükenmişti.

Savaş, bu karşıtlıkların bir dışavurumuydu. Savaş, bazı topluluklara diğerlerinin mülklerini zorla alarak yoksulluk dışında bir yol sunuyordu. Fakat bu bir çözüm değildi. Verimliliği arttırma konusunda hiçbir şey yapmadı. Sadece, topraktaki, hayvanlardaki ve tahıl depolarındaki mevcut varlık rezervlerini yeniden bölüştürdü.

Homo Sapiens’in tanımlayıcı özelliklerinden biri yaratıcılıktı. Günümüz insanı, zorluklara yeni aletler ve teknikler geliştirerek yanıt verir. Uyumlanmaya uyarlanmıştır.

Erken Neolitik’in ekonomik çıkmazı, tarım, ulaşım ve alet yapımında kaydedilen devrimci ilerlemeler ile yarılmıştı.

Saban temelli “tarım” (arazilerin sürülmesi), yerini çapa temelli “bahçecilik”e (küçük bostan çalışmaları) bıraktı. Öküzün çektiği bir saban, çiftçinin geniş arazilerde çalışmasına, çimi sökmesine ve derine gömülü besleyici kaynaklardan faydalanmasına imkân verir. Çekme hayvanları aynı zamanda toprağı yeniden verimli kılmak için gereken gübreyi de üretir.

Sulama düzeneği, suyu çorak araziye getiriyordu. Çiftçi toplulukları su bentleri, kanallar ve savaklar ağını kazmak, korumak ve işletmek için kendilerini örgütledikleri zaman bunun etkisi, düzensiz yağışları dengelemek ve bereketli toprağı sürekli işler hale getirmek oldu.

Diğer yandan drenaj düzenekleri bataklıkları tarlaya dönüştürürken, bunlardan hiç kalmamışken işlemek için besince zengin toprak yarattı. Bir kez daha evvela kanal kazmak, sonrasında da bunları kum bakımından temiz tutmak için toplumsal emek gerekliydi.

Kara taşımacılığı, tekerleğin icadı ve yük hayvanlarının (öküzler, eşekler, atlar ve develer) yetiştirilmesi ile birlikte dönüşüm geçirdi. Yükler artık bir insanın sırtında taşıyabileceği ya da kızakla sürükleyebileceği ağırlıkla sınırlı değildi. Su taşımacılığı yelkenle birlikte dönüşüm geçirdi. Bu durumda rüzgâr gücü, kürekçinin kas gücünün yerini alması (ya da ona eklenmek) amacıyla kontrol altına alındı.

Taş, kemik ve ahşaptan yapılan aletler sınırlıdır. Bu aletler ancak parçaların kesilmesiyle şekillendirilebilir. Bir kere kırıldı mı atılmalıdırlar. Metal bunlara kıyasla büyülüdür. Eritilebilir, karıştırılabilir ve bin çeşit değişik biçimde kalıplanabilir. Soğutmayla katı, sert ve dayanıklı hale gelir. Ve israf yoktur: Hurda metalar sonsuz biçimde geri dönüştürülebilir.

Bakır, işlenen ilk metaldi. Bakır sonradan, daha sert alaşımlar elde etmek için başka metallerle karıştırıldı. Milattan önce 3000’de bronz elde etmek için kalay ile karıştırılmıştı. Bu, gelecek iki bin yıl süresince aletler, silahlar ve aksesuarlar yapmak için tercih edilen malzeme oldu.

Metal işleme teknolojisi büsbütün yeniydi. Porselen teknolojisi çoktan oluşturulmuştu, ama çömlekçi çarkı ile tanışmayla birlikte şimdi süratle gelişmişti. Kalıba dökülmüş kullanışlı bir kap –ve arzu edilmesi halinde daha iyi kalitede ve dekorasyon amaçlı olanı-, çarkta kısa bir zamanda şekillendirilebilirdi.

Milattan önce 4000-3000 yılları arasında Batı Asya’da bir dizi yenilik çiftçilerin işlerini dönüştürdü. Toprak, yıkama ve drenaj yoluyla çoğaltıldı, sabanla çok daha kolay işlendi ve düzenli gübrelemeyle ıslah edildi. Metalbilim daha sağlam aletler ve daha çok ve daha iyi toplama kapları olan çömlekçi çarkları üretti. Yük hayvanları, tekerlekli taşıtlar ve yelkenliler ağır yüklerin taşınmasına ve ürünlerin ticaretinin yapılmasına olanak sağladı.

Yeni fikirlerin birçoğu Batı Asya’dan çıkmıştır. Bazıları başka yerlerden alınmıştır. Orta Asya’nı bozkır göçebeleri, atı ilk evcilleştirenler ve at arabasını yapanlar olabilirler. Zanaatlarının ön planında Avrupa’nın metal işçileri vardı.

İyi fikirlerin farkına kısa sürede varılır. Geç Neolitik’in gelişmiş tarım metotları Batı Asya’dan Avrupa’ya hızla sıçradı.

Daha uzaklara yayılmış bölgelerde sonraki tarihlerde bağımsız gelişme mevcuttu. Örneğin Çin el arabasını icat etti, yamaçları terasladı ve pirinç fidelerinin zahmetli yetiştirme ve dikilmesine öncülük etti.

Yeni teknikler toplumsal değişime sürükledi. Erken Neolitik’in düşük teknolojili ekonomisi uzmanlaşmış emek gerektirmiyordu: herkes birlikte çalışıyordu. Geç Neolitik, Kalkolitik ve bronz Çağı’nın ileri teknolojili dünyası bir dizi uzmanlığa bel bağladı.

Sabanlar, el arabaları ve filikalar yapmak için maharetli marangozlara ihtiyaç vardı. Çömlekçiler, tarım ürünlerinden takas yoluyla bir parça almak için çömlekçi çarkıyla seri biçimde kaplar yaptılar. Metal işçileri, eritme ve demirciliği öğrenmek için uzun süre çıraklık yapıyorlardı.

Uzmanlaşma, emeği toprak parçasından ayırdı. Tüccarlar, bakır, obsidyen, lav taşı, süs kabukları ve yarı değerli taşlardan oluşan kıymetli yükleriyle uzun mesafeler kat ediyorlardı. Birçok tarihöncesi zanaatkâr da –tarihsel ataları gibi- gezgindi ve marifetlerini köy köy gezerek satıyordu.

Aile ve kabile bağları zayıfladı. Akrabalık temelli toplumsal ilişkilerin yanı sıra artık müşterilik ve ticaret temelli yeni ilişkiler vardı.

Cinsiyetler arası ilişkiler de değişti. Sosyal gruplar varlıklarını sürdürecek ve gelişecekse, ekonomik işgücü için sağlam bir ergen ve genç yetişkin nüfus arzına ihtiyaçları vardı. Yüksek ölüm oranlarından kaynaklı biçimde, bunu sağlamak için genç kadınlar yaşamlarının büyük kısmını hamile ya da çocuk emzirir şekilde geçirmişlerdir.

Paleolitik toplayıcılık ya da Erken Neolitik çapacılık, çocuk bakma ile birleştirilebilmeliydi. Geç Neolitik toprak sürme işi birleştirilemezdi.

Avcı toplayıcı topluluklarda ve ilk tarım topluluklarında kadınlar farklı roller oynamış, ancak eşit statü edinmiştir. İşbölümü açısından bir cinsiyet ayrımı olmuş, ancak kadın üzerinde baskı olmamıştır. Erken Neolitik’in uzun evleri, genişlemiş aileleri barındırırdı. Grup evlilikleri genel uygulama olmuş olabilir. Anayersel ikamet (erkeğin, eşinin ailesiyle yaşaması) ve ana soyluluk da (aileye mensubiyetin anne yoluyla geçmesi) kesinlikle öyle.

Ancak Geç Neolitik bir erkek dünyasıydı. Toprağı sürme, uzun mesafelerde ticaret ve gezgin zanaatkârlık çocuk taşımayla birleştirilemezdi. Saban, kağnı ve demir dövme, ataerkiyi yarattı.

İkinci bir tarımsal “devrim” –daha kesin olarak, radikal yeniliklerin ağır çekimde birikimi- Neolitik ekonomiyi dönüştürmüştür ve Neolitik toplumsal düzeni altüst etmiştir. Çapalama ve küçük bostanların yerini saban ve sulanmış ve gübrelenmiş arazi almıştır. Bundan dolayı anaerkil, aile temelli ve eşitlikçi topluluklar, otorite ve hiyerarşinin yeni tasarımlarınca dönüştürülmüştür.


http://www.counterfire.org/index.php/articles/a-marxist-history-of-the-world/5822-a-marxist-history-of-the-world-part-5-the-rise-of-the-specialists- adresinde yayımlanan metinden çevrilmiştir.


Yazı dizisinin "Neolitik Devrim" başlıklı bir önceki bölümünü okumak için "Savaşın ve Dinin Kökenleri" başlıklı bir önceki bölümünü okumak için buraya tıklayınız

Gerçeğin Günlüğü'nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya tıklayınız

0 Responses to Marksizm Penceresinden Dünya Tarihi / Bölüm 5: Uzmanlıkların Ortaya Çıkışı

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi