İsrailli sosyalist hareket Ma'avak Sotzialisti, yazılı bir açıklama yaparak İarail’in İran’a yönelik saldırganlığının sonuçlarına işaret etti ve hükümetin devrilmesi çağrısında bulundu.
İran'daki bombalamalara yanıt olarak düzenlenen karşı
saldırıda onlarca kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Buna, Tamra'da doğrudan
isabet alan evde ölen dört aile üyesi ve Hayfa'daki ZAN fabrikasında öldürülen
üç işçi de dâhil. Ulusal topluluklar arasında dayanışmayı ve mücadeleyi teşvik
edelim, savaşı durduralım, hükümeti devirelim.
Cuma sabahı erken saatlerde başlayan ölüm hükümetinin İran'a yönelik geniş çaplı saldırısı, tüm ulusal gruplardan kurbanlar veren topyekûn bir savaşı ateşledi.
Tahran rejiminin karşı saldırısı kapsamında gerçekleştirilen
füze saldırılarında, Cumartesi gecesi Tamra'daki evlerine doğrudan isabet eden
füze sonucu bir ailenin dört üyesi hayatını kaybetti: Manar, Fakhri, Diab,
Khatib. Hayfa'da bir ilkokulda öğretmenlik yapan Manar Al-Qassem, Abu Al-Hija
Khatib ve onun iki kızı; Hayfa Üniversitesi'nde hukuk öğrencisi olan Shadda
Khatib (20) ve Hala Khatib (13).
Bu sabah (Pazartesi) erken saatlerde, ZAN fabrikasında bir
füze saldırısı sonucu üç işçi öldü ve bunların standart koruma alanına
erişimleri olup olmadığı belirsiz. Bat Yam, Petah Tikva ve Bnei Brak'ta meydana
gelen ölümcül saldırılara ek olarak, Tamra ve kuzey bölgesinde onlarca kişi
yaralandı.
Cuma gününden bu yana rejimin Tahran'a yönelik saldırısına karşı
yapılan füze saldırıları sonucu ülke genelinde 24 kişi öldü, yüzlerce kişi
yaralandı. İsrail hükümetinin İran'a yönelik kanlı saldırısında ölenlerin
sayısı ise en az 224'e ulaşırken, yaralıların sayısı bini aştı.
'48 topraklarındaki -Tamra, Bat Yam, Hayfa, Petah Tikva ve
Bnei Brak'ta- tüm ulusal topluluklardan aralarında kadınların da olduğu kurbanlarla
ve Gazze Şeridi, Batı Şeria ve şimdi de İran'da tekrar tekrar katledilmeye ve
yerinden edilmeye devam eden on binlerce kişiyle dayanışma içindeyiz.
Ölüm hükümeti ve düzen “muhalefeti” içindeki destekçileri
Tamra’daki saldırıda iki kızını ve eşini kaybeden Raja
Khatib şöyle haykırdı: “Gazze'den başlıyoruz, Lübnan'a devam ediyoruz,
Suriye'ye devam ediyoruz, İran'a devam ediyoruz, nereye devam edeceğiz? Benim
için zor, bunu nasıl atlatacağımı bilmiyorum. En iyisini umuyorum, tüm bu kâbusun
sona ermesini, lanet olası savaşın bitmesini ve kimsenin zarar görmemesini
umuyorum.”
Kan banyosunun genişlemesinden sorumlu olanlar arasında, İran'a saldırıyı coşkuyla destekleyen Gantz'dan Yair Golan'a kadar, düzen muhalefetinin liderleri de var. Bu liderler, İran'ın nükleer ve enerji tesislerinin bombalanmasını daha erken emretmediği için Netanyahu'ya aylarca sağdan saldırdılar!
Korumadan yoksunluk ve ayrımcılık
Ölüm hükümetinin bakanları, generalleri ve kodamanları atom
sığınaklarında tam koruma altında iken, milyonlarca insan yeterli koruma
olmadan füze saldırılarına maruz kalıyor. İsrail'deki yerel yönetimlerin
yaklaşık %60'ında hiç kamu sığınağı yok ve mevcut 12 bin sığınağın yaklaşık
beşte biri kullanıma uygun bile değil.
Arap-Filistin halkı arasında, devletin ulusal baskı
politikasının bir parçası olan ayrımcılık politikası nedeniyle sorun daha da
büyük. Yaklaşık 37 bin nüfuslu yoksul bir şehir olan Tamra'da sıfır kamu
sığınağı bulunmaktadır! Buna karşılık, “Celile'yi Yahudileştirme” politikasının
bir parçası olarak Tamra'dan kamulaştırılan arazide kurulan ve sadece yaklaşık
bin nüfuslu zengin bir yerleşim yeri olan yakınlardaki Mitzpe Aviv'de 13 kamu
sığınağı bulunmaktadır. Tamra'daki hanelerin yaklaşık %60'ı standart bir koruma
alanına sahip değildir. Sakinler, şehirdeki korunma alanı yokluğunun tehlikesi
konusunda uzun süredir uyarıda bulunuyorlar. Bu sistemik sorun, geçen yıl
Lübnan'ın işgali sırasında Galilee'deki Arap-Filistin topluluklarında meydana
gelen yüksek yaralı ve ölü sayısında da kendini gösterdi.
Cumartesi günü füze saldırısından kısa bir süre sonra, Mitzpe Aviv'den gençlerin Tamra'daki yıkımı kameraya alırken sevinçle “Köyünüz yansın” diye şarkı söyledikleri mide bulandırıcı bir video yayımlandı. Netanyahu'nun ikiyüzlü kınaması, şu ana kadar ölümleri kutlayanların hiçbirinin tutuklanmadığı veya sorgulanmadığı gerçeğini gizleyemez -ancak Tamra dahil olmak üzere Arap-Filistinli sakinler, Gazze'deki katliam ve yıkıma yönelik her türlü eleştiriyi susturmak için savaş boyunca Ben Gvir polisinin haydutları tarafından gösteri amaçlı tutuklamalarla kaçırıldı.
Irkçı elit ve hükümet politikası
Sonuç olarak, Mitzpe Aviv'den gelen video ve Netanyahu'nun
ana kanalı olan Kanal 14'teki bir panelde Yinon Magal'ın ırkçı hakaretleri,
hükümetin Tamra'daki kurbanlara karşı tutumunu yansıtıyor. Aynı hükümet, koruma
alanında Arap-Filistin topluluklarına karşı kasıtlı olarak ayrımcılık yapmaya
devam ediyor ve ayrıca 'Arap Toplumu Acil Durum Merkezi'ni de kapattı. Dahası,
Gazze, Batı Şeria ve şimdi de İran'daki köyleri, kasabaları ve şehirleri yakmak
için açıkça çağrıda bulunuyor ve harekete geçiyor.
İsrail Hava Kuvvetleri, Cumartesi akşamı Tahran'daki yakıt terminallerini bombaladıktan sonra Savaş Bakanı Katz, “Tahran yanıyor” diye tweet attı. Daha önce İsrail Hava Kuvvetleri, İran'ın dört bir yanındaki gaz ve petrol tesislerini bombalamıştı. Beklenen tepki gecikmedi -İran'dan Hayfa Körfezi bölgesine yapılan füze saldırılarında, daha önce de belirtildiği gibi, bir ZAN tesisi de hasar gördü ve işçiler öldü. Tesiste çıkan yangınlar uzaktan görülebiliyordu.
Medya karartması ve sansür nedeniyle, meydana gelen hasarın
tam boyutunu tahmin etmek zor, ancak hasar şimdilik sınırlı olsa bile, bu durum
gelecekte yaşanacakların bir uyarı işareti. İsrail ölüm hükümeti, enerji
altyapısını bombalamak da dâhil olmak üzere İran'da büyük felaketler yaratmaya
devam ederken, Hayfa Körfezi'ndeki petrokimya sanayi bölgesinde ve ülke
genelinde daha büyük felaketlerin yaşanma tehlikesi artıyor.
Katz, bu sabah (Pazartesi) “Tahran sakinleri bedelini
ödeyecek ve bu çok yakında olacak” diye tehditte bulundu. İran sakinlerine
karşı devlet terörünü genişletme ve bombalamalarla konut binalarını yıkma
planları, daha büyük ölçekli felaketlere yol açabilir ve bölgesel kan banyosunu
genişletebilir.
Ancak savaş çığırtkanları bizi susturamayacak. Yaygın
protesto, reddetme ve grev eylemleri düzenleyecek ve teşvik edeceğiz.
İsrail-İran savaşını durdurun, Gazze'deki imha savaşını
durdurun, ölüm hükümetini devirin!
Korumadan yoksun tüm topluluk ve mahallelerde, ihtiyaç
duyulan korumaları ayrım gözetmeksizin derhal uygulamak için acil operasyon yapılsın.
Uygun olmayan kamu sığınaklarının derhal kapatılsın ve tüm
sığınaklar halka açılsın.
“Arap Toplumu Acil Durum Merkezi”nin bütçe kesintisi iptal edilsin.
Arap yetkililer için eşit ve tam bütçeleme. Sosyal hizmetlere yapılan
yatırımlar büyük ölçüde artırılsın, savaş makinesini finanse etmek için
tasarlanan kemer sıkma politikasına son verilsin!
Binaların güçlendirilmesi ve konut birimlerinin inşasını
yavaş yavaş teşvik eden ve İnşaat şirketlerinin kâr çıkarlarına tâbi olan başarısız
TAMA 38 planı çerçevesinde insan hayatlarını piyasanın insafına terk etmeye
hayır!
Devlet tarafından tüm bölgelerde yeni kamu sığınakları inşa
edilmesi ve geniş koruma programlarının teşvik edilmesi gerekiyor; bu
programlar, savaş sırasında halkı soyan bankaların ve şirketlerin kârlarının
kamulaştırılmasıyla finanse edilebilir.
Savaşı durdurmak, hükümeti devirmek ve ayrım gözetmeksizin
herkese rehabilitasyon ve tazminat sağlamak için topluluklar arası, sınır ötesi
bir mücadeleye evet -kapitalistlerin kontrolündeki hayati kaynakları
kamulaştırarak bunları kamu mülkiyetine ve demokratik denetime devredip sosyal
yatırımlara yönlendirelim.
Eşitlik, refah ve kişisel güvenlik için, sermayenin
egemenliğine, işgale ve emperyalizme karşı, sosyalist değişim için mücadeleye
evet.
Gerçeğin Günlüğü’nü;
Twitter üzerinden takip etmek için buraya,
Bluesky üzerinden takip etmek için buraya,
Facebook üzerinden takip etmek için buraya,
Blogun Telegram kanalını takip etmek için ise bu bağlantıya tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder